kural 7:
sergilere katıldınız, film festivallerinde davetli oldunuz, koleksiyonunuza paralar akıtıp, tuvallerin ortasına sıçtınız. evet. demek ki artık namınız yavaş yavaş duyulmaya başladı... peki şimdi ne yapmalısınız?
şimdi kendinizle ilgili dedikodular uydurmanız gerekiyor. herkesin her zaman, her yerde olması imkansızdır ama nasıl oluyorsa, entellektüeller dünyasında herkes birbiri hakkında bir şeyler duymuştur. duymasa bile duymuş gibi yapar zaten. neyse... bağlantılarınız ve çevreniz hakkında ortaya ipuçları atın. fakat bu ipuçlarının çok zor araştırılabilecek olduğundan emin olun. yani kalkıp da derrida ile çekilmiş bir fotoğrafınızın olduğunu söylerseniz patlarsınız. nitekim tüm entellektüeller bilir ki, derrida ile fotoğraf çektirebilmiş tek türk, bilgi üniversitesinde felsefe ve toplumsal düşünce bölümü öğretim görevlisi olan, ismini vermek istemediğim bir şahsiyettir. yani yalanınız sağlam olsun gençler. yoksa bitersiniz. yalanınız sağlam olursa, bir sonraki sefer karşılaştığınızda bütün herkes detayları unutmuş olur. ama siz, sihirli bir şekilde, söylediğiniz yalanı entellektüellerin zihnine işlemiş olursunuz ve size karşı olan tavırlarındaki değişikliği içten içe attığınız ufak kahkahalarla gözlemleyebilirsiniz.
#12840 entelit | 02/01/2013 21:24
kural 6:
post-studiocu olun cahiller. yani, eğer bir kolleksiyoncu yada bir sanatçı olmaya falan çabalıyorsanız, zamanınızı çok fazla kolleksiyon toplamak için harcamayın. kolleksiyonunuzu anlamadığınız her şeyi alarak, sanatınızı ise, sıçtığınız
ile resim yaparak bile yapabilirsiniz. önemli olan ne kadar çok serginin adres defterinde kayıtlı olduğunuz, kaç bağımsız film festivaline davetli olarak katıldığınızdır. tüm kariyerlerini katılmış gibi göründükleri etkinlikler üzerine kurmuş pek çok sanatçı vardır. buna eskiden kavramsalcılık derdik biz entellektüeller. şimdilerde ise post-studiocu diyoruz. post-studiocuları ise, psot-studiocu olmayanlardan ayırt dahi edemiyoruz.
#12837 entelit | 02/01/2013 21:18
kural 5:
marjinal olmanız gerek cahiller. mesela girdiğiniz entellektüel ortamda beyazlar çoğunluktaysa siz annenizin siyahi olduğunu anlatın. ya da girdiğiniz ortamı iyi gözlemleyin. herkes heteroseksüel ise, siz mutlaka homoseksüel olmalısınız. ( pera canım burası seni ilgilendiriyor) saçınız kısaysa, şimdiden uzatmaya başlayın. ama uzattığınızı kimseye belli etmemek için, herkesin grand toilette gittiği bir sergiye, siz berenizle, gözünüzde mutlaka kemik gözlüğünüzle gidin. bu şekilde, sizin enteresan bir kafa yapısına sahip olduğunuzu düşünecek, ve size ilgi gösterecekler emin olun. sizin arkanızdan konuşacak entellektüeller olmayacak mı? elbette olacak. ama unutmayın ki siz henüz arkadaş edinme çevresindesiniz. onların da sohbetlerine katılacak, ilgi çekmeye çalıştığınızı belli etmeden, 3. kuralı uygulayacaksınız. ve yavaş yavaş size bu sihirli dünyanın kapıları aralanmaya başlayacak...
#12834 entelit | 02/01/2013 21:14
rezil bir başlık. tam cahillere layık. biri de çıkıp bir jazz arşivi yapmaz zaten. hatta sırf phillip glass için bile özel bir başlık açmak gerekir. ama nerede sizde o entellektüalite...
#12823 entelit | 02/01/2013 20:41
SONRA DEVAM EDicem işim gücüm var sizin gibi işsiz cahil cühela mıyım la ben? bekleyin beni. hepinizi entelleştireceğim.
#12772 entelit | 02/01/2013 17:49
Kural 4:
Buraya kadar oldukça iyi ilerlediyseniz, artık kendinize bir yol haritası çizmenin vakti geldi. kolleksiyoncu mu olmak istiyorsunuz? o zaman kesenin ağzını açın. ne bulursanız alın. anlamaya çalışmayın. sadece satın alın. bu yeterlidir. ulan ne
ime yatırıyorum ben bu
tiimin simsiyah kağıt parçasına demeyin. unutmayın. sanat zaten budur. anlamadığınız şeylere özellikle yönelin. anladıklarınız, cahiller içindir. anlamadıklarınız ise entellektüeller için. bunu sakın unutmayın.
Dikkat: aldığınız tüm parçalar, 5 sene içinde değerini yitirecek, 20 sene içinde ise tekrar keşfedilebilir birer nimet haline gelecektir!
Bu yüzden elinizi korkak alıştırmayın.
#12770 entelit | 02/01/2013 17:45
KURAL 3:
sanat hakkında çok fazla bilgi edinmelisiniz. onlarca yayınevinden çıkan ve kimsenin sonuna kadar okuyamadığı cahil kafalarınızın kalınlığında türlü türlü kitap var sanat tarihi konusunda yazılan. onları alın ve ezberleyin. sakın anlamaya çalışmayın. yineliyorum. sadece ezberlemeniz gerek. Girdiğiniz her ortamda andy warhol'dan, tzara'dan derrida, foucault, sartre, camus ve beckett'dan söz açın. ama sözü çok da açmayın. onların yaptığı işlerin o kadar derin ve o kadar çok olduğunu, bu yüzden de böyle kısa sohbetlere meze edilemeyecek kadar ulu şaysiyetler olduklarını düşündüğünüzü karşı tarafa belli edin ve kesin yargılar içeren söylemlerden uzak durun. kimseyi etkilemeye çalışmayın. sadece arkadaş edinmeye çalışın. etkilemek hiçbir işe yaramaz. çünkü hiçbir entellektüel, bir başka entellektüelden etkilendiğini kimseye söylemez ve bunu kendine yediremez. yani etkilemeye çalışmak boşuna. siz sadece arkadaş olun. okey?
#12768 entelit | 02/01/2013 17:38
kural 2:
yaşadığınız şehir hangi şehir olursa olsun, gidin, kendinizi o şehirdeki tüm sanat galerilerinin adres defterlerine yazdırın, internet sitelerinden iletişim kutularını doldurun. bu gibi sanat galerilerinin adresleri için (bkz:
time out) dergisinden yararlanabilirsiniz. Hepsiyle iletişime geçin. onlar sizi aramayacak, sizinle iletişime geçmeyecek diye sakın üzülmeyin. çünkü onlar, altlarında çalışan stajyerlere böyle angarya işler vermeye bayılırlar. halbuki o stajyer çocuk onların hepsinden daha zekidir ya neyse...
dikkat: boş bir mail kutusu, boşa harcanmış bir hayat demektir!
kendinize gerçek bir geri dönüşüm kutusu satın alın. hani şu doğaya hiç zarar vermeyenlerinden. sanatsal sohbetler ve ekoloji aynı oranda ilerleyecek bunu sakın unutmayın. naylon poşetlerin doğayı kirlettiği için bedavaya verilip, doğayı korumak için sentetik torbaların 10 liraya satıldığı bir ülkede, bu sizin sosyal statünüzü artıracak bir hareket olur. unutmayın doğa ile ilgilenmek entellektüellerin ve elitlerin işidir. siz de doğayla ilgilenin.
#12766 entelit | 02/01/2013 17:33
Kural 1:
Revaçta olan bir bölgedeki tanınmış bir kitapçıya gidin. Sanat dergileri böyle yerlerde bulunur. içinde her şeyin listelendiği mesela artreview power 100 benzeri bir dergi alın. gece yatağınızda dergiyle sevişin, ezberleyin. ama özellikle ezberleyin. sakın anlamaya kalkışmayın. sadece ezberleyin. isimleri, yüzleri, isimlerin kazandığı gelirleri, yaptıkları işleri ve en önemlisi ne kadar çevreleri olduğunu iyi ezberleyin.
dikkat: sosyalleşmeniz gereken insanlar işte o ezberlediğiniz insanlar olacak!
türlü türlü sahte kahkahanın içinde, güç oyunlarının içinde söz sahibi olanlarla, sizin gibi cahilleri ve akılsız çaylakları ayırt etmesini öğrenin. Her zaman sadece güç ve çevre sahiplerine odaklanın. hedefe kilitlenin ve onunla sosyalleşin. ha başkaları ile de sohbet edebilirsiniz. ama sohbet ettiğiniz kişinin, sizi çevresi ve gücü olan birileriyle tanıştırma potansiyeli mutlaka olsun. yoksa sen de kimsin cahil köpek der gibi bir bakış atın ve oradan uzaklaşın. onların yanında görünmeniz bile size eksi olarak geri dönebilir.
#12764 entelit | 02/01/2013 17:28
Evet cahil köpekler. dinleyin anlatıyorum. ama baştan söyleyeyim, benden öyle cahil cahil espriler beklemeyin, gelmez.
10 adet kuralı vardır.
#12759 entelit | 02/01/2013 17:23
cehalet kokan bir başlık daha. yazık.
#12758 entelit | 02/01/2013 17:19
kutup sözlük isimli interaktif sözlüğe yansımaları isimli yeni kitabım çok yakında sadece ve sadece seçkin kitapçılarda.
yani siz boşuna aramayın cahil köpekler. gelin de iki rekat okuma yazma öğreteyim size. şu başlıklara bakıyorum da, topunuz cahilsiniz. rezalet... leş gibi kokutuyorsunuz entarilerinizle burayı. yok polyanna tecavüze uğrasaydı, yok amın feryadı moderatör filan.
yazık günah...
bombok zihinlerinizi köpek yalasa doyar. o derecesiniz. tiksiniyorum sizden.
#12756 entelit | 02/01/2013 17:17
kalın foucault eserini sokmaya geldim.
#12753 entelit | 02/01/2013 17:13
uzuluyorum sonra. entellektuel kimligimden odun vermemek ugruna, calistigim isyerinden ayrilmayi goze alarak uzattigim yilbasi tatilimi firsat bilip, sizi asagilamaya calisan bazi entellektuel gorunumlu agir cahiller goruyorum. ayrica zaten sozluk icinde ozellikle de sag frame' surekli gozlemledigim cehalet, son iki gundur gitgide yukselmekte. cehalet oyle kotu bir hastaliktir ki, o zaten cuk kadar olan beyinleriniz, cehaletin tadini almaya basladikca iyice uzaklasacaktir bilimin isigindan, sanatin aydinligindan...
tatil gunlerim suresince kimse cahil cahil konusabilecegini,
kokan cahilce fikirlerini diger cahillere de yayacagini sanmasin...
amacim, sozlukteki cehalet seviyesini en azindan daha da yukseltmemektir.
nice heiddegerli, kristevali, foucoultlu ve derridali entarilerde gorusmek uzere, dondugumde o cahil entarileri giren tum zihniyetsiz sahsiyetlerin cehaletlerini burunlarindan getirecegime dair aydin inancimla iyi aksamlar diliyorum ey cahil cuhela!
#9458 entelit | 30/12/2012 00:56
Ben entellektuel cevremi cagirip orgutlenmeyi hedefliyorum. Bakicaz artik. Son bilmemkac gun tukenmeden alin falan da deriz. Iyi bu iyi.
#7896 entelit | 29/12/2012 00:08
Bu da cahil cikti. Deleuzyen bir tavirla selamliyorum seni.
#7866 entelit | 28/12/2012 23:57
Entellektuel galiba.
#7855 entelit | 28/12/2012 23:51
Kartvizitimi masana biraktim. Ara benii
#7851 entelit | 28/12/2012 23:49
Cehalet kokan bir baslik daha. Duruma ne kadar yabanci oldugunun ispati
#7822 entelit | 28/12/2012 23:35
sag frame'de cos cahil kardesim. kime ne? benim derdim sol tarafa da sicratma serini.
#7786 entelit | 28/12/2012 23:14
seri seri verin eksileri cahiller... amaaa sol tarafta eksiliyorsaniz, o zaman siz yazin da biz okuyalim. turkce kullanin lutfen. ve havlamayin yeter.
#7779 entelit | 28/12/2012 23:07
kokakirec @6 çalıntı cahil.
(bkz:
uyanın cahil ayılar)
#7628 entelit | 28/12/2012 18:19
cahil köpek.
#7588 entelit | 28/12/2012 17:34
-
#7584 entelit | 28/12/2012 17:32
selam cahil.
#7580 entelit | 28/12/2012 16:51