@7 üç beş entellektellik yapayım diyorum beni garipsiyorsunuz. kısa hikaye falan yazayım diyorum hoşlaşmıyorsunuz. bir şey hakkında uzun uzun yazayım diyorum özet geç diyorsunuz.
önemli olan şudur ki entellektüel bir çeşni sağlayacak olan adama bu yönde motivasyon sağlanmalıdır. çünkü bu şekilde girilen entariler emekle girilir ve yazar hele hüzünlüyse ne bileyim takdir beklemese de dikkat bekler. çünkü yazdıklarının dikkate değer olduğunu düşünür içten içe. sonra böyle düşünüp kibirlendiği için utanır ya neyse. hatta işin en başında o kadar da bir entellektüellikle yazmadığını ve boşuna böyle bir ilgi beklentisi içine girdiği için kızar kendine. neyse iç çekişmelerde yaşasın o ama bunu okuyanlar bir muhasebe yapsınlar.
@22, 23
birileri benim için üzülünce ben daha da çok üzülüyorum be yaa.
öte yandan @21'de belirtilen sebepler hüznümün kaynağı değiller. terk edilmiş olmam iyi bir tahmindi ancak cık, o da değil. dediğim gibi fazla bilinmeyenli bir denklem bu ve her bilinmeyen de çetrefilli ve grift bir şeyler barındırıyor. karmaşa var bu hüznün kaynağında. pınarlar her yerden kaynıyor ve onlarca koldan akıp boşalıyor bu hüzün denizine...
geleceği varsa göreceği de olacaktır.
çok güzel oluyor bu. hiç de tahmin etmezdim amma ben çaldım oldu. öte yandan ustamın kulağına gitmesin. o beni peşrevlerle, semailerle büyüttü. neyzen yusuf paşalarla, veli dedelerle büyütüp yetiştirdi. arada çerez olsun diye de ilahi verirdi. herhalde yüreği sızlar bana verdiği donanımı böyle kullandığımı görse. hele bir de greensleeves çalışım var ki çok güzel ama ustam hoş karşılamazdı herhalde. zaten sigara içtiğimi bilse beni öğrenciliğinden atardı ya neyse.
müzeye gittim. sabahın köründe kapılarına dayandım. açılır açılmaz girdim. eserlere bakarken başka bir dünyaya yolculuk ettim. hüznümü unutmaya en yaklaştığım iki tane saat geçirdim. sonra dışarı çıkıp kitap okudum müze bahçesinde, sonra sigara içtim. sonrasını biliyoruz. parka gittim. tabi ne yapsam beğenirsiniz, kitap okudum...
içimde bulunan ruh hali ya da benim içinde bulunduğum ruh hali. lan... aslında bu bir durum, ruh hali değil ki. neyse işte şu anda benimle ilgili, beni tarifleyen bir şey bu.
@6 sanırım tek eksiğimiz buydu...
@17 dediğim gibi karışık kanka be yaa.
@14 eyvallah penguen. beni kitaplar kurtaracak ve zaman her zamanki gibi tesirini gösterip hüznümü biraz olsun dindirecek. derin bir yara gibi şu anki hüznüm. evet belki skar bırakacak ama iyileşecek zamanla. ama muhakkak iz kalacak, muhakak her zaman biraz hüzün kalacak.
ayrıca penguene karamsar entarilerimi eksilediği için teşekkür ederim, verdim şukusunu. ben de aynı şeyi yapardım benim gibi birine. hoş karşılamazdım yani takındığı bu ruh halini. ama beyhude eksilenmek ne eksiltiyor ne de azaltıyor hüznümü. ne de çabuklaştıramaz zamanın şifalı tesirini. etkisiz bir hareket...
sayfayı iki yanından tutar kavrar ve kendini de kitaba sabitlemiş olur. küçüktür ayrıca. sizi iki dertten kurtarır.
1- ayracınız kitabınız içinden düşemez
2- ayracınızı nereye koyacağınızı dert etmek zorunda kalmazsınız
ayrıca sayfanın tam olarak neresinde kalmış olduğunuzu ayracı ilgili
a yapıştırmak suretiyle kolayca belirtebilirsiniz.
bir de normal ayraçlarda şöyle bir sıkıntı vardır, kitabın dışına taşarlar. bunda o yoktur.
ayrıca bir ek daha yapmak istiyorum; normal şerit ayraçları eğer kaldığınız yerde bırakarak okumanıza devam etmek gibi bir adetiniz varsa bir sonraki sayfaya geçtiğinizde bu şerit ayraç sayfanızın keyfini bozar ve takip eden sayfaların düzgünce dönmesini engeller. bunda öyle bir sorun da yok.
çok üstüme geliyorsunuz beyler bayanlar. küstüm oynamıyorum diyip gideceğim sonunda.
evet @11 işssizim, çünkü aklımı bir işe veremeyecek durumdayım. bunun nedenleri de o kadar karışık ki doğrudan bir anlatım yoluyla aktarılamaz. bu yüzden çözümleyemiyorum, bir çözüm dahi düşünemiyorum. bu yüzden parka gidip tüm gün kitap okuyup ney çalıyorum. veya kütüphaneye gidip tüm gün kitap okuyorum. deliler gibi okuyorum. eskiden de okurdum lakin şu an hastalık boyutuna geldi. doz aşımına uğramak üzereyim. eş zamanlı olarak altı kitap okuyorum okumaktan sıkılmayayım diye dönüşümlü olarak. işte bu noktadayım. evet işsizim ama bunun için oldukça geçerli nedenlerim var.
çok hoş bir şey bu. tabi hüznüme engel değil ama hayatı güzelleştiren bir şey. tabi kitap okumuyorsanız bilemiyorum, ciddi bir fark yaratmayabilir hayatınızda. ama iki günde bir kitap bitiriyorsanız durum değişir.
@5 ulan hüzünlü adamım zaten. hüngür hüngür ağlatacaksın lan beni.
tir ya. ben bi balkona çıkıp sigara içeceğim bunların üstüne. hüzünlere gark olmuştum zaten ama bu kadar açık ifadelerle yüzyüze geldikten sonra kelimelerle anlatılamayacak bir duygu durumuna eriştim. sigara beni seviyor en azından. corvus corone senin kalbin bir kırıldıysa benimkisi bin kırıldı...
@6 çocuğum da yok kediden başka nick tanımayan insan. çocuğum da yok. her şey @2'de belirtildiği gibi kısacık ve özücük...
gittim önce kitap okudum saatlerce ve gün batımını izleyebileceğim bir bankta sigara içerek uğurladım güneşi tepelerin arkasına. sonra turunculuğunu izledim güzel gökyüzünün. sonra kalktım. bir amfitiyatro vardı parkta. oturdum bir lambanın altına ve çalmaya başladım. biraz insan toplandı amfitiyatroda. akşam yemeği yememiştim. iki parçada bir minik bir çikolata attım ağzıma, dört parçada bir sigara içtim. bir güvenlik görevlisi geldi, 3 aydır gitmemiştim amfitiyatroya ney çalmaya; hatırladı beni. sevindim. "daha sık gel" dedi, eyvallah dedim. yıldızlar yükseldi, birkaç içkici geldi, birkaç insan korktu benden, gecenin karanlığında ney çalan silüetten. sevgililer geldi geçti saat ilerledi ve sonunda üşümeye başladığımda ve yanıma aldığım notaların her birini çalmış olduğumda son bir sigara yaktım ve gittim.
ama neyim var, sayılmaz mı eskimo, kitabım var, sigaram var? bunlar da mı refakatçi sayılmaz? bunlar da mı gol değil?
eskimo doğru noktaya parmak bastı. yoo doğru yaraya parmak bastı.
iyidir ve hoş bir şeydir. çoğu zaman yaparım eğer zamanım uygunsa. bugün de yaptım misal.
bastırır gece gece.
yavrum senin annen öldü. melekler kıskandı onu, çekemediler aşkımı. ah be yavrum bu yüzden
kaldınız.
ız belli değil. bir gün göklerden bir ses; "
yanımda zaaa xd" derse. bil ki; olabilir. ah yavrum hüzün kuşları uçuyor gökte ve ben yine ağlayacağım.
hüzün gibin...
üç beş antariden olayı kavramaya çalıştım ama beceremedim. zaten imgimin anlamını da bilemiyorum. ben teknolojik adamdım lan. vay arkadaş yaşlanıyoruz. millet o başlıkta kopuyor resmen bense boş boş bakıyorum.
imgim yapmak nedir bir bilen açıklasın bana lütfen. muhabbetin dışında kalmak istemiorm yaa :( hüzünleniyorum.
edit: açıklamalarınız saatler sonra bile olsa bu başlığa tarafımca dönülüp okunacak, şukularınız unutlmayacaktır. şimdilik buralarda olmayacağım.
ben uyuyorum biraz :s:s
@8 neyzen çalma bence, ney çal :)
niye linç etsinler ayrıca seni? pek hoş bir uğraş. gerçi tiz sesleri çalışmaya başladığında yakınında cam bulundurmak istemeyebilir ya da ciddi ciddi evden kovabilirler seni ama olsun. başlangıçta herkes sempatiyle bakacaktır muhtemelen bu uğraşına:)
@6 bir şuku daha. teşekkürler tutankamonunçüküsü...
yok mu arttıran? evet beyler bayanlar... yeni bilgi? şimdiye kadar 3 şuku dağıttık üstelik tutankamonunçüküsünü her gördüğümde elim daha bir oylama butonlarına yatkın olacak artık. evet siz de istemez misiniz? şukuuu, şukuuu... şuku veriyoruz, yok mu kayda değer bir şeyler yazacak olan?
evham yaptıkça da hüzünleniyor mu bazen? bende öyle oluyor çünkü de, merak ettim...
@4 yok lan anlatmak gibi bir niyetim yoktu hiç. anlatacak olursam mutlaka daha edebi bir başlık seçerdim. sen diyinceye kadar bir şey anlatmayı da hiç düşünmemiştim. ama yok bulunduğum kutbu hüzünle ve edebiyatla mikmeyeyim şimdilik.