entarileri (193)
- buralar karışaçak. dinsiz lazım olursa ses edin. ötede tüttürüyorum ben.
- @4, ağır eleştirel şeyler diyebilirim sana ama çok uykum var bro. ve klavyem bozuk gibin. ölümün olduğu yerde depresiflik her zaman olur. melankoli su gibi. içtikçe içesi gelir insanın. melankolisiz hayat düşünemiyorum. bağımlılık. resmen yaşam belirtisi melankoli. ölürken hazırlanmaya bakaçaksın, ben üzerime düşen şeyi yaptım vesaire demişsin de peki ne önemi var ki bunların? sen ve seni tanıyan herkes öldükten sonra ne önemi kalaçak tüm bu uğraşlarının? hiç. sadeçe hepsi senin onça zaman boşa harçamana sebep oldular. onça stres ve açı. tek eylemlilik bu. ölümde şeref aramak? şeref-ahlak-toplumsal edimler vesaire yaşamsal bir işaret değil mi? ölen kişi için luk-delilik-sapıklık-katillik-şerefsizlik vesaire fark eder mi? ölümünden arda kalanlar için diyeçeksin büyük ihtimal, ama bunun sana ne faydası var? senin olmadığın yerde artık seni ilah da yapsalar senin için önemi yoktur. mesela onça yazar var tarihte. düşünsene nietzsçhe'nin okunma azmini. ben geleçek nesillere yazıyorum dedi adam. okunmak istiyorum dedi. o bile bunu itiraf etti. ama ne oldu şimdi bak. adam öldü gitti. kitapları vesaire hala okunuyor. ve haklı da çıktı. zamanından çok sonrası içindi o. çok satanlarda pos bıyıklı ama ne değişti onun ölümünden sonra? o sağken satsaydı bir şeyler farklı olabilirdi onun için. ama şimdi sadeçe bir hiç. ne bizi görebiliyor ne de kitaplarının şuan ki konumunun farkında. o kitaplar yazılmamış bile. öyle birisi de hiç yaşamadı. hayat tamamen bir anlık bir yanılsamadan ibaret işte. her şey her an bir değişme sonuçu yaşanıldı sanılan bir simülasyon. neyse işte . naylon haklı kısaçası.
- kimse başlığı kukulamadığına göre bir kez daha emin olunabilir.
- kedi mi o? ^-^
- @3 moruka gelsin: www.youtube.com/...
- @, eyv moruk. araştırayım bunu ben bu gece.
- @4, çok soru sordum kusura bakma ama, peki bu kılıfları alacağım siteyi önerir misin? ürün elime gelir mi sipariş versem? veya önerin bir yer var mı istanbul avrupa yakası içinde?
- @2, moruk ben istanbul bilişim'den alacağım. peki kılıf olarak linklerde bulunan üç kılıf da bu ürüne uyar mı? aldıktan sonra sorun yaşamam değil mi boyutlarla falan ilgili?
- bir bakabilir mi? Kindle Paperwhite 2 denen ürünü alacağım yarın, ama nereden alsam diyorum. netten alacağım büyük ihtimal. yine de bir mağazalardan bakacağım. neyse, sorum şu, bu ürüne nereden deri olmayan kılıf bulabilirim? ve bu ürüne nereden cam koruma filmi çektirebilirim? aliexpress.com denen bir siteden üç ürün buldum. sözünü ettiğim cihaza uygun olabilecek kılıflardan. 1. ürün>> 2. ürün>> 3. ürün>> bunları deri değil diye seçtim. benim sözünü ettiğim cihaza uyar mı bunlar? veya başka önerebilir misiniz? ve bu sözünü ettiğim şeyleri buradan sipariş versem herhangi bir sorun yaşar mıyım acaba diye düşünüyorum. daha önce duyan bilen sipariş veren varsa bilgi verirse sevinirim. son olarak da işte bu cam koruma kılıfını nereden alacağım ben? bilgisi olan sözlükçülerden fikir bekliyorum. tşk.
- @18, şarapsiz, alkolsüz ortam olmaz. senin için yaparız.
- @17, sakin gençler. ayk polisi aramadan dağılalım.
- @13 adres ver kapındayım.
- @10, eskiyim ben eski. @11, fanzin varken dergilere ne bu gereksinim? @12, o kadar fav verdim sana. sensiz olmaz moruk. sevdiğim nadir yazarlardansın abi ciddi ciddi. rica ediciğim. lütfen ama.
- @8, bonk da yaparız. gel sen sen.
- uğramak isterseniz biz de yan ormandayız. xd
- tamamen ot takılacağız abiler. vegan/vejetaryen besleneceğiz. orman olur mekan mesela.
- olsun mu? benim gibi bir asosyal diyor bunu. odamdan çıkmam ama bir ara yapalım mı sözlükçe? daha sonra asit falan da atarız.
- @,1, moruk, şahsen ikisini de sevmem. geçenlerde psikolog bir arkadaşla (arkadaş dediğime bakma benden oldukça büyük bir kadın) konuşurken, ben bir hafta bir antidepresan kullandım vesaire dedim. ama daha sonraları tüm bu psikiyatri denen şeyin aslında bilinçli var edildiğini, insanları bunalıma iten şeyin bu yoğun metropol ve şehir stressi olduğunu falan fıstık anlattım. epey üzerinden gittik. kendime fiziksel olarak zarar veren birisiydim ben. bu ilacı da ondan ötürü alıp biraz olsun yatışmak derdindeydim. ama lanet ilaçlarda milyon tane yan etki var. sabahın beşinde nefes darlığından (bronkospazm denen bir ciğer tıkanıklığı) popoya iğne yedim. ilacın yan şeysiymiş falan işte, bıraktım bir hafta bitmeden. zaten bu ilaçlar direkt olarak beyne etki ettiği için bir kaç ay sonra etkisini gösteriyor. yani hop kullandım bir hafta sonra düzelirim yok. ki zaten düzelmiyorsun da. sadece seni kendi etkisi altına alıyor ilaç. neyse işte. ben bu dertlerimi psikolog arkadaşa anlattım. ve epey yakındım psikiyatri çağından. şizoanaliz denen bir şey var bilir misin dedim. utana sıkıla evet dedi kadın resmen. şaşırdım . ''benim de mesleğim içinde çokça duyduğum ve aklımda sorular yaratan şey'' dedi. şaşırdım. üzerine gidecektim ama baktım ki kendisi de benim gibiymiş. kadın da antidepresan kullanıyormuş. tabi doğal karşıladım. ilaçlar üzerinden gittik. çevremde kullanan olsun falan, bu ilaçların kutusunu bile görse rahatlayan insanlar var. bundan bahsettim. o da doğruladı. peki bu bir tür plasebo etkisi değil mi dedim? yani insanları psikolojik olarak ona bağımlı kılmak tam olarak bu. ilaç yerine kişi kendisi bu şeyi aşmalı vesaire diye konuştuk. ayrıa psikiyatri ve delilik kavramları daha çok yeni. ki zaten bu işe kafa yoran epey adam var. tüm bu antidepresanlar ve psikiyatri klinikleri ve modern psikiyatri şeyini kapitalizme bağlayan bir sürü insan var. ve üzerinde ciddi ciddi araştırmalar da yapıyorlar. öyle işte. şuan hala bir hastanede psikolog. her gün onlara hastası var. ama borçlarım falan bitsin istifa edeceğim diyor. ne zaman işinin muhabbetini açsam sıkılıyor kadın. utanıyor resmen mesleğinden. ilaçları da bırakacağım diyor. ben de sana esrar öneririm. ayrıca merak eder edersen ne bu şizoanaliz diye bakabilirsin buradan. kitap falan da önerebilirim. www.exkutupsozluk.com/...