ergendir, test edelim dedik... -kızım cumhurbaşkanının adını söyle bakiim... +eee... şeyyy... kim di yaa... öyle birden sorunca ... -tamam... başbakanın adını söyle... + yaaa... abi yaaa... öyle birden sorunca söyleyemiyorum... -ama bu seçimlerde oy verecen di mi ? +evet... -CHP ye verirsin sen... +yok... tayyibe verecem... -ver bakalım... ertesi gün gene sordum... bilir herhalde bu sefer dedim... -cumhurbaşkanı kim kız ? +.... ( cevap yok gene ) -kız dün sordum ya... insan merak eder, araştırır... hem zaten cevabı biliyon sen +ya abi yaaa... -sana bişey demiyom kızım... san oy verme imkanı verenin ecdadını
eyim ben. bugünbaktım balkonları akp bayraklarıyla süslenmiş... zaten iktidar partisinin amansız propagandasıyla erimiş ve yarım yamalak ayakta duran bilincim tamamen çöktü... -kızım... bak indirin o bayrakları... adam hırsız... adam katil... bir adamın 4 ncü karısı oluverirsiniz... hayatınızı bu ipnelere emanet etmeyin... sen fakir bir ailenin kızısın... bu adamlar halk düşmanı... senin geleceğini, babanın emeğini yiyor bunlar... yapmayın... etmeyin... +aaahh... yeter ama abi... herkesin bi düşüncesi var... kimseyi ilgilendirmez bu... -kızım senin düşüncen yok ki... sen gerizekalısın... daha cumhurbaşkanının adını bilmiyorsun... tayyibe oy verecem diyorsun... adam cumhurbaşkanı... ona oy veremezsin... offf... kime anlatıyorum ben... ne
yerseniz yeyin... geberin
... dialoglar hemen hemen böyle cereyan etti... ne yaparsanız yapın, hangi sihirli kelimeleri kullanırsanız kullanın karşınızdakini ikna edemiyorsunuz aslında... sizden önce başkaları tarafından daha güçlü bir davaya ikna edildiklerinden falan değil, sırf size inat ikna olmuyorlar... haklı olmanız ise hiçbir şey ifade etmiyor onlar için... bunca yıldır politik tercihleri hakir görülen bu kitle ( akp taraftarlarından bahsediyorum ) artık siz güneşi ellerine verseniz bu inatlarından vazgeçmeyecekler... tayyip'in gücü işte buradan geliyor... dünyadaki ilke demokrasi denemelerinde köleler ve asil olmayanlar oy veremez veya farklı yönetime dahil olma mekanizmalarına etki etmezlerdi... devletin kaderi asiller tarafından belirlenirdi... muhtemelen asil olmayan köylüler ve cahillere oy verdirmeyi denemişlerdir... ancak onların inat ve intikam kokan oyları sistemi hep çıkmaza sokmaktaydı... bakunin'in "demokrasi çoğunluğun diktatörlüğüdür" sözü geldi hemen aklıma... bugün tayyip ne yaparsa yapsın, ona iktidarı veren seçmeni ondan yine de vazgeçmeyecek... çünkü bizim gibi ağzı laf yapan elitler ( neremiz elitse artık ) yıllarca onları hakir gördü... siyasi tecihlerini aşağıladı... siz cahilsiniz, bilmezsiniz dedi... başındaki örtüye bulaştık... çocuğunun eğitimine burnumuzu soktuk... imamların, hocaların önünü kapattık... tüm bunları haklı yere yaptığımızın ne önemi var ki... bu saftirikler tüm bu şiddete karşılık veriyor şimdi... daha cumhurbaşkanının adını bilmeyen bir ergen ağzımın payını verdi işte... "bunlar bizim tercihimiz, çok konuşma ve müdahale etme" dedi... şimdi " sizin bastırılmışlığınızı, horgörülmüşlüğünüzü kullananlar saraylarda yaşıyor... kendi kurdukları düzen içinde kocaman jeeplere biniyorlar... senin paranı yiyorlar, geleceğini tüketiyorlar" ... "sanane gelecek benim değil mi diyecek" ... demediler mi... "çalıyorsa benim paramı çalıyor saaane" demediler mi... boşuna çırpınmayın ... işte tam da bu yüzden... bu memleketin içine sıçtık... esc ye basıp new game de yapılmıyor... bırakın yansın bu saatten sonra... sıçrayan kıvılcımla sigaranızı falan yakın... propagandadan vazgeçin... işe yaramıyor... kötü insanların ülkesinde, kötü insanların seçtiklerine katlanmanın yolunu bulun... bu rüzgar geçince elbet yanımıza, barikatın arkasına gelecekler... o gün gelene kadar siz sadece kendinize dikkat edin... kötü adam zaten bir gün kaybedecek...
