entarileri (2728)
-
- dr. ogba didier girdi maça, çaktı golü.
- bi an, sana çük takarız, sorun etme, diyeceksin sandım, bazı şeylerim ağzıma gelmişti, neyse özelden anlatırık dertleri...
- e çükü olmayanların derdini dinlemiyon mu yani tüh...
- cuma günü ayrı, bileşik fazili sevabı var, ama erken indirimi sevaba artırım olarak yansıyor, bunları da rekatın bir fonksiyonu olarak hesaplıyorlar sanırım. velhasıl neticede pazartesi gidip, tek seferde %60 rekat indirimi ile kılındığında, %60 daha az zamanla, %36 daha fazla sevap alınıyor ve ayrıca %10 fazla sevap points yükleniyor iman kartına. sevap points de hacda tavaf esnasında tur indirimi, iftarda dakika indirimi vs. sağlıyor falan.
- peşin kılım aga, peşinde %10 daha geliyor, taksitli kılımda haftaya yayarsan %50 de kalıyor.
- hacılar, ben hep diyorum, pazartesi-salı gidip erken rekat indirimi alın. rekattan tasarruf ediyorsunuz. ben pazartesi gittim, %60 indirim aldım.
- yahu, her entel aviye düşenden bekleyin demiyoruk hacut, hani bilerek salak taklidi yapıp, elalem de safça sana salak der ve buna gerçekten inanır, o kadar gerçekçi yaparsın, aynını entellikle yapıyorsun bu durumda ıbk. yoksa ne enteli ıbk. ha ne işe yarıyor, oturduğun yerden kendince sırıtıyorsun bu. herkeş memnun...
- birkaç farklı level içerir, mesela senin sazan.avi gibi entel.avi ye düştüğünü sanarlar, ama senin geçtiğin üst seviye taşağa kafa basmaz. buna da entelin.avi diyoruz bak.
- içten yanmalı 2 zamanlı anlayın diye açıklayalım, emmeli gömmeli...
- iyi kombine edilmiş beyinden sarkan taşaklarla yapıyoruz ıbıkachi...
- çoğayıp
- runner. kendi dedi ben demedim. bizzat kendi dedi, havada dedi, şahitlerim var...
- clean çalınca her türlü uyarız ameka... gerçi elin oğlu innuendo da hem flamenko hem clean hem distort gitarı bir arada kullanabiliyor ıbıkacchi...
- geliyor da moruk, gece gece kafam fazla elektrikli gitarlı distortlu ses kaldırmıyor...
- hafta sonu gelsin, elimdeki ekipman netbook dahili mikrofonu, alhambra luthier serisinden bir gitar ve üzerinde albert augustine imperial red konser teli moruk. ne çıkarsa bundan bahtımıza.
- hafta sonundan önce zor iş o hacuk
- üst insan yok, alt insan yok, hayvan yok, ne var ulan ayıııı altteğmen vardı sahi ne oldu ona...
- senin savunman bir şeyi gerçek kılmıyor sadece, bunun bilincinde savun.
- gevreemi üstündür. umurumda değil üstünlük ama gerçek bu. kaku dayıyı bilir misin moruk, einstein bir, hawking iki, kaku üç. popülerlik bazında, bir fizikçi. kaku dayı astrofizik de takıldığı için, gelişmiş canlılar ve uygarlık kavramından bahseder. evvela heyvanatta uygarlık yok. vay , birinci tür uygarlık, gezegen uygarlığıdır, gezegenini şekillendirecek güçtedir, ikinci sistem, üçüncü galaktiktir der. insan ise bu hızla sistemi şekillendirebilecek kıvama gelecekken, galaktik olması pek olası değil. şidi koskoca kaku ya mı inanacam, sana mı inanacam ıbk...
-
- hayıllara vesile olsun inşalla.
- açık konuşayım , bildiğin entelim ben. bunda anlaşalım. hatta sağ taraftaki en entel 10 entri arasına girecek bildiğin sol cenah entrysi girecem. baştan söylüyorum, aşağıya okumadım vs yazan olursa,, tirsin gitsin, marifet yapmış gibi bir de konuşmasın göt lalesi. hiçbir şeyi müzikten saymadığımız yoktur. afriklıların ve özellikle afro-amerikalıların daha derin müzik kültürünün ürünü rapten çok ötedir. özellikle ritmik temelleri ile önce amerika, sonra dünyayı blues ve cazın ilk adımlarıyla, emeklemekden yürüyüşe geçmesiyle tanıştırdı bu kültür. rap benim gözümde bu durumda, bir türden çok, bir teknik gelişim olarak duruyor. kaldı ki teknik zamanla türü besler ve türe dönüşür. en bilindik vokal örneği operadır. mikrofonun olmadığı çağlarda, orkestra sesini bastırmak için vokal tekniği o yönde gelişmiş ve türünü oluşturmuştur. rap de ritmik konuşmadır özünde. tabii ki içerisindeki arayışlar, bunların sonuçlanması, diğer türlerle olan etkileşimleri, onu da bir tarz haline sokmakta. rap müzikal anlamda pek bir şey vermez, çoğunlukla da fark yartmayı müzikalitede değil, değinilen konularda arar. biçimden ziyade içerik ile tutunur. şimdi, rap müziği bir müzik türü eşleştiriyorum ve müzik mi değil mi kararı size bırakıyorum. rap müzikte, ritm ve tempo öndedir. köken olarak yerellik barındırır. rap müzik, dansı ile, hareketleri, içerdiği konular, ve icra edenlere özel isimler vermesi, alt türlere ayrışması vs. ile var olur. kökeni ezilmişlik ve sınıfsal ötelemelere dayar. afrika topraklarının hemen avrupa ile dudaklarını buluşturduğu yarımadanın akdeniz iç boşluğuna bakan tarafında ise, özü ritm olan, içeriği hemen her türlü konuya değinen, alt kültüre dönüşen ve bulunduğu topraklarda sınıfsal ayrımcılığa en fazla uğrayanların yaptığı, dansı ve cantesi, yani şarkının seslendirilmesi, müziğinin önünde olan, kendine ait belirli alt türlere net bölünmüş olan ve dünyaya yayılmış bir tür vardır. flamenko. rape teknik bir tür demiştim, flamenko da müzikal beceriden çok, teknik ve ritmik beceri ister. tabii ki rapin çok ötesinde ve komplikedir bu. yine de, her eline gitar alan flamenkocu olamadığı gibi, her eline mikrofon alıp şapkayı yan takan yurdum genci de rapçi değildir maalesef. üstelik raple ilgilenen sürüsüyle adam da, saygınlığı hak edecek davranışlarda bulunmaz, bu adamlara yönelik algıyı, türe de mal eder. o nedenle, rape müzik değildir, demiyorum. ama dünyanın en şahane işleri de asla ve katiyen değildir. bir kere johann sebastian bach dayımın geçtiği bu dünyada, hiçbir tür, tarz, müzisyen vs. onun ötesinde değildir, bilahare anlatırız onu da. üstelik bach bwv 996 bourre icramın üzerine rap söyleyen bir arkadaşımla yaptığım işler vs de vardır. öyle vikipedi açıp okuyarak konuşmuyoruz . sizin dinlediğiniz şarkı sayısı kadar, benim müzik türü mişliğim var ...
- @28 hacut, ben sözleri olan eserleri çok sevmem, doğan canku'nun da dediği gibi, sözlerin müziği böldüğünü düşünürüm. lakin bu parça tamamen sözleriyle var olan türden. o nedenle less is more, hesabı, arkada arpej ile kendini su yüzüne atabilen türden. şöyle bir şey de olabilir, mesela havasını bozmadan, eğer bu şekil(bu tarzda olması şart değil) çalışmalar gelirse önümüze, düzenler, yeniden yorumunda katkıda falan bulunuruz. misal bu eser ağdalı olmayan, enstrumanın sınırlarını zorlamaya gerek duymadan doğaçlamaya da bir ölçüde yatkınlık sunar. ben mesela bestecilikle uğraşırken daha matematik ele alıyorum işi, melodi veya söz peşinde değilim. o nedenle çok uygun işler benden gelmez. ama 20 yıldan fazladır 6 ay askerlik harici kesintisiz uğraştım müzikle, ağırlığı klasik, daha doğrusu barok müziğe vermiş olsam da, çok çok fazla şey çalmışlığım var eskiden, meksikalı mariachilerin eserleriyle serenat bile yaptım ıbk. devam devam, bi şeyler yaparık biz.
- hepimiz birleşip kutuba giriyoruz, hurraaaa... www.youtube.com/...