entarileri (636)

hoş gelmiş. www.youtube.com/...

aslında zenginden alıp fakire verme hesabı tribüne helikopterden boşaltacaksın.

bilirim ki tuzaktır. (bkz: commandos) *

insani şartlarda yaşamak isteyen herkes asgari bir gelire sahip olmak ister. her insan tabi ki aynı zekada ve yetenekte değil ancak fırsat eşitliği olmadan kimin hayatta ne yapabileceğini kestirmek zor. aileden zengin olup harçlığını bile yönetmeyi beceremeyenler olduğu gibi varoşlardan çıkıp holding sahipliğine uzananlar da var. bu uç örnekler istisna olduğu için toplumu yansıtmıyor. gelirin dağılımında sınıflar arasında uçurum arttıkça toplumsal gerilim de tırmanacaktır.

ben asmayı seviyorum da(!) ters olduğunu anlayınca kan beynime sıçrıyor.

türkiyede eğitim alma olanakları çok sınırlı. toplam nüfus içinde üniversite eğitimi alabilenlerin tüm eğitim alabilenler içinde oranı yüzde birlerde geziyor. bu anlamda uzaktan eğitim bir çok insana ulaşması bakımından sorunu çözmeye yönelik bir adım ancak devlet eğitimin her aşamasında kaliteyi yükseltmezken üniversite eğitimine yönelik gelişmeler eğitim politikasından çok popülizmle ilgili olarak değerlendiriliyor.

@1 sen ne dediğinin farkında mısın acaba?

ben hayatımda ilk defa kocaeli üniversitesi arslanbey kampüsüne gittim kartepedeymiş. sadece iki yıllıklar varmış. diğerleri umuttepedeymiş. eğer iki yıllık kocaeli üniversitesi tercihi olacak varsa yazmadan muhakkak gidin bir görün burayı derim.zira ben gördüklerimden hoşlanmadım.

sermayeyle beraber fastfood kültürü de yayılıyor. yani büyüme her anlamda geçerli :)

uzakları yakın eder.

(bkz: uzaktan eğitim)

geleneğe karşı çıkanlar geleneği oluşturan çarkların arasında eziliyor. bu bence hem özel sektörün hem de kamu sektörünün içinde bulunduğu durumu ifade ediyor. uzun süreler boyunca her denileni kayıtsız şartsız ve şikayet etmeden yaparsanız size gün gelir belli bir pozisyon için adı geçenler listesinde nispeten önde sıra verirler ancak bunun garantisi neredeyse yok. belli iş yapma biçimlerine aşina değilseniz yada belli noktalara gelmek adına her şeyi yapmaya profesyonellik olarak bakmıyorsanız özel sektörde üst pozisyonlara gelemiyorsunuz zira siz sistemi oluşturan dengeleri hiçe sayarak farkında olmadan bu konumları reddetmiş oluyorsunuz. sözün özü iş dünyası acımasız bir yer ve merhametli olanlar için yükselmek neredeyse imkansıza yakın.

(bkz: x minutes to deadline) www.iftarsayaci.com/...

@22-23 muhakkak bankacılık sektörü içersinde nispeten iyi şartlarda olan kurumsal bankalar vardır buna bir sözüm yok ancak genel olarak bankacılık ve finans sektöründe çalışan arkadaşlar sürekli içlerinde bir cendere cendere çaldığını söylüyorlar. açık öğretim konusunda kamu yönetimi mezunu bir insan nasılsa mesleğini yapacaksa iç işlerinin sınavına girecekse önce kpss sonra yazılı en son da mülakattan geçecek. doğru ilişkler içersinde değilseniz belli pozisyonlara gelmeniz bu ülkede ne derece mümkün bunun tartışmasını size bırakıyorum ancak kpss ve yazılı sınav açısından bakarsak herkes aynı sınava giriyor aynı yazılıya çalışıyor demek istiyorum. bitirilen okul ve bölüm diploma notu açısından bir fark yaratmıyor. kontenjan olarak kota yok bildiğim kadarıyla açık öğretim mezunları için kurum sınavlarında. diğer yandan özel şirketlerde ve bankalarda bir dezavantaj oluşturur mu onu bilemiyorum. vergi müfettişliği gelir uzmanlığı gibi kadrolar tabiki nispeten rahat ve özel banka gibi değil. oralara girme kısmını geçtim rotasyon-turne -oryantasyon gibi isimler altında gezmek her kişinin tercihi olmayabilir. yani kısaca her meslekte her konumda avantajlı ve dezavantajlı durumlar var. sözleşmeli olmak ve 657 ye tabi olmak başlı başına bir tartışma konusu.

hayatın en önemli unsurlarından biri. "Hayatın yüzde onu size olanlardır, yüzde doksanı ise sizin bunlara nasıl tepki verdiğinizdir." -Lou Holtz

bankada çalışıp hayatından memnun olan insanlar varsa onlara saygı duyuyorum. açık öğretimden mezun olmak kpss gibi bir sınava girecekler açısından dezavantaj oluşturmuyor. örgün eğitimden mezun olan adam da aynı sınava hazırlanıyor zira.

(bkz: işte bunlar hep özel ve genel görelilik kuramı)

bunu yapmamın nedeni kocaeli üniversitesini aşan bir durum olması nedeniyle en uygunu bu üniversiteye gideceklere tavsiyeler başlığına taşımak gibi geldi. eğer üniversiteler üstünden eğitim sistemini bu başlıkta tartışacaksak benim de söylemek istediğim şeyler var. her şeyden önce üniversite bilim yapmak üzere kurulmuş bir kurum ancak türkiyede sebeplerine ayrıca girebileceğimiz şekilde iş bulmak adına gidilmesi gereken bir ön aşama mekanı olarak değerlendiriliyor. eğer konuya üniversite mezunu olarak kendi eğitimini aldığı alanda iş bulmak yada kariyer yapmak olarak bakacaksak bunun için gerekli şartlar nelerdir bunu irdelemek lazım.

@30 olan tanımı üniversiteye gideceklere tavsiyeler başlığına taşıdım.

kocaeli üniversitesi umuttepe kampüsünü beğenmeyen hangi kampüsle kıyaslıyor acaba merak ediyorum. odtüyü kazanacak puan alıp kocaeli yazacak varsa yazmasın tabiki ama benim gördüğüm kampüsler içinde en kötü kampüs kocaeli değil bunu da görmek lazım. hem şehrin içinde olsun hem devasa olsun halkı öğrenciye gıcık olmasın gece hayatı gündüz hayatı olsun nispeten ucuz olsun derseniz yunusemre kampüsünü yazın eskişehir çölde bir vaha gibi. not: istanbul mezunuyum milliyetcilik yapmıyorum.

evet güpegündüz 3 adam bir kadına tecavüz etmiş geçenlerde. polis raporuna göre konuşuyorum yanlış anlamayın.

her gün savaş caddeler kan

hoş gelmiş. (bkz: cartel)

kral öldü yaşasın yeni kral derler ya tanrı dokuz katın günahlarını affetsin eti hoşbeş çok yaşasın..

benden öz sütten sınırsız hediye çeki.