bir gün gelecek ve istanbul olarak, nüfusta çin'i sollayacağız. istanbul merkezde aşırı kalabalığın etkilerini her gün daha çok hissederken, nihayet geçenlerde Şile'nin girişindeki nüfus tabelasında 30.000 küsuru gördüm. 2 sene önce 12.300 (ufak bir) küsurdu. kuzey ormanlarının da İstanbul'un da akıbeti iyi değil. barajlar da suyunu çekti; yakında komple bitleniriz.
İskoç değilim yahu, chivas seviyorum ondan :))
a rh +; lakin lazımsa veremem iğne fobim var ya. çok bulunan bir kan grubu olduğu için gönlüm rahat.
babaannem mide kanaması geçirdiğinde kan vermişler hastanede. böyle durumlarda hastaneye kan borcu mu ne oluyormuş. durumdan haberim olmadan ziyaretine gittim keklik gibi. halam, hastaneye kan borcu var kan vereceksin dediğinde "borç yiğidin kamçısıdır" deyip hızla uzaklaştım.
yani çok mecbur kalmazsam vermemeyi yeğlerim. iyi bir şey değil biliyorum da tırsıyorum ne yapayım ya. ilkokulda yapılan aşılardan bile türlü bahanelerle kaçmış olan ben nasıl olur da kendi rızamla kan veririm? ha kafama odunla vurup bayıltmak suretiyle istediğiniz kadar ünite kanımı alabilirsiniz, yeter ki bana hissettirmeyin.
her tür meyvelisi güzel bunun. seviyoruz ailecek.
dinciler hiç bir şeyi açıkla(ya)madığından olsa gerek.
queer teorinin bu konuya bakış açısını konuşmuştuk bir ara. sadece buna da değil; sadizme, mazoşizme, hayvan pornosuna vs. vs. sonuca bağlayabildik mi? tabi ki hayır! aslında her şeyi sıfıra indirgeyip, seksin negatif çağrışımlarını ortadan kaldırırsak, çocuk pornosu da negatif anlamından sıyrılır demiştim, ama tabi pratikte mümkün değildir bu. sene olmuş 2013, milattan öncesini saymıyorum bile! nasıl her şeyi yapı söküme uğratalım yahu.
geç de olsa hoş buldum, teşekkür ettim. kendimin başlık olduğunu anca gördüm sevgili kuzey kutbu sakinleri, o yüzden biraz gecikmeli hoş buldum.
geçenlerde anneannemin roman komşusunun evinde vuku buldu. kadın kocası öldü diye adamın üstünü ört, üstüne bıçağı koy. dua okumak için bizimkileri falan çağırmış, duanın ortasında adam birden kalkıp oturmuş. önce bir korkmuşlar da adam su isteyince her şey normale dönmüş. ey xanax, sen nelere kadirsin!
hay senin kedi canını
klasik sözlük anlayışından sıyrılamadık galiba. burada yazarken bile kendimi tanım yapmak zorundaymış gibi hissediyorum yahu!
geçen yaz topuğuma düşen demir kapağın topuğumu yarmasıyla birlikte soluğu acil serviste aldığım an topuğuma atılan 8 dikiş esnasında bağırdıklarım geldi birden aklıma. halbuki bu başlık tamamen mideyle alakalıymış, yukarıdaki entarileri okuyunca anladım!
nedense aynı uyku yatağa geçince kaçıyor. bunu hala anlayabilmiş değilim. ulan az önce koltukta ağzından salyalar akıta akıta uyuyan başkasıydı sanki, ne oldun hemen!
kadınlara şiir okumaktan vazgeçin,
saçlarınızı kirpi gibi havalara dikmeyin, (özellikle önleri yapıştırıp arkayı dikmeyi asla aklınızdan geçirmeyin)
dans ederken ölçülü olun, (dans etmemeniz en mükemmeli ama siz de insansınız canınız çeker)
kendisini aldattığınızı anlayan kız arkadaşınız karşısında kırk takla atmayın, dobra olun, yaptığınızın arkasında durun,
kadınlara sizin "malınızmış" gibi davranmayın!
Saygılarımla,
çok sevdiğim amerikalı yazar charlotte perkins Gilman, "herland" adlı romanında böyle bir "ütopyayı" tasvir etmiştir. toplum tıkırındayken üç erkek herland'e gelir ve işler
a sarar. vallahi ben Gilman'ın yalancısıyım.
-
bu geliş başka geliş
ikide bir aşağıya düşme sorununu ortadan kaldıracak bir çözüm bulsalar süper olacak.
sonunda iki askıyla tutturup omuzuma geçireceğim ki düşmesin!