entarileri (2131)

itirazdan dolayı gösterilen haklı sarı karttır. büyük şerefsizlik yapmıştır veli kavlak... sakin sessiz giden oyunun bütün yapısını bozan adam olmuştur. maçın hakemi fırat aydınus...

ipilginç bir yaklaşım... cüneyt çakır'ın yönetip, beşiktaş'ın 2-1 öndeyken 4-2 kaybettiği beşiktaş-fenerbahçe maçına gitti dün aklım... bir fenerbahçe atağında ceza sahasına şişirilen topta beşiktaşlı matteo ferrari, diego lugano'nun yüzüne tokat atmış, hakem cüneyt çakır 18 yayının üzerinden koşarak penaltı noktasını göstermiş ve ferrari'yi oyundan atmıştı. dün akşam da bir benzerini serdar kurtuluş yaşadı. sol çizgiden şu anda ismini hatırlayamadığım fenerbahçeli futbolcuyla didişirken, fenerbahçeli futbolcunun tokadını gördü yüzünde... hakem fırat aydınus... ve pozisyon görülmedi. kimse de bu iki olaydan bahsetmedi. fenerbahçe cumhuriyeti...

o da anlamadığım ayrı bir mevzu... bunlara hakem hatası demeye artık dilim varmıyor. başka birşey bu. yarrak kürek birşey... saçmasapan... hiçbir kulüp yaşamıyor bunları... değişik... :/

@2 benim böyle bir diyaloğum yok. meryem diye birini de tanımıyorum. (link: marion : www.stuff.com.tr/... karışıtırılıyor olabilir.

tilden katz'ın en sevdiği çizgi roman karakterleri bunlar... - bat ve super hanımlar -

daha doğru bir tesbit. hangi kızdan bahsediyoruz ? parliament'in bacakları süt gibi diye biliyorum ben... tilden'in de loş ışıkta gideri var. abraham'a yoklukta fena çıkılır. :/

büyük rezillik... bir takım idari işlere bulaşır bulaşmaz halk tabakasından el etek çeker bu anlayışı şiddetle kınıyorum. geçtiğimiz günlerde çipras'ın yunanistan sokaklarında yürüyüşe çıkıp halkla kucaklaştığı unutulmamalı! ayıb. :/

hüzünlü başlık olmaktır. başlıkların da bir ruhu var. nice futbol başlığım var ki, çöplük olarak tanımlanıp toplumdan dışlanmaktan ötürü büyük baskı altındalar... bu tip ırkçı söylemlere kurban gitmekten ötürü son derece keyifsiz herbiri... hele ki uefa'nın ırkçılık karşıtı reklamları gündemdeyken... youtu.be/... yazık...

taraftarlar, futbolcular ve teknik ekip dahil... bunun başka bir açıklaması olamaz! yanlış, yanlış, yanlış, yanlış, yanlış, yanlış, yanlış, yanlış, yanlış, yanlış, yanlış... bu kadar yanlış tek maçta, aynı takımın başına üşüşürse; hüsran kaçınılmaz olur tabii... neresinden başlayacağımı bilmiyorum. tolga zengin ile cenk gönen arasında (kalecilik yeteneği açısından) dağlar taşlar kadar bir fark olduğuna inanmadığımı belirtmeliyim öncelikle... lâkin bir uefa avrupa ligi eleme karşılaşması?.. ve sakatlıktan daha yeni kurtulup henüz kendi liginde tek maç yapmadan, belki de antremana dahi doğru dürüst çıkamadan formayı üzerine geçirmiş tolga zengin?.. açık bir intihardı bu resmen, evet! ve tolga zengin ile beşiktaş taraftarı'nın ilişkisini de onarılamayacak düzeyde kopardı. mustafa pektemek... oyuncu değişikliği esnasında cenk tosun'la yer değiştirirken 70 bin kişinin hep bir ağızdan yuhaladığı beşiktaş futbolcusu... tek sorumlusu slaven bilic!.. bu düzeydeki bir karşılaşma için 4-4-2 diziliminin, orta saha veya forvet hattı oyuncularından en az bir-iki tanesinin ipini çekeceği kesindi. dirençsiz orta sahanın kurbanı, bu maçta zaten pek de gününde olmayan mustafa pektemek oldu. yazık oldu. çok kötüydü ama bu kadarını hakediyor muydu? sanmıyorum. peki "(gbkz: 1-5'lik kayseri erciyesspor maçında neden mustafa pektemek'e çektirildi üçlü,)" diye sormak da lâzım şimdi?.. hasbelkader golü buldun! tıpkı ilk maçtaki gibi... rakibin fizik gücü beklentiler doğrultusunda o kadar yüksek ki, 4-4-2'nin 90 dakika sonuna kadar bu tempoyu kaldıramayacağı açıktı. peki neden doğru zamanda mustafa pektemek'i oyundan çıkarıp en azından atiba hutchinson'ı (ya da velev ki sakat diyelim, oğuzhan özyakup'u) orta sahaya alarak takım direncini arttırmadın? bu da bir başka gündem konusu... belçika'da oynanan ilk maçta, 5'li orta saha bile maçın son bölümünde tamamen tırtlamışken 4'lü orta sahadaki bu ısrar niye? anlamak zor... kimse havasında değildi dün. taraftar, futbolcular ve başta teknik ekip... slaven bilic, edin terzic ve diğerleri... tamamının futbol bilgisine taparım vesselam... lâkin dün akşam, herkesten önce onlar formsuzdular. çok yoruldum dün akşam... kendi adıma konuşuyorum. mental açıdan beşiktaş taraftarı olarak çok yoruldum. haftasonu bu yorgunluğu üzerimizden atmaları gerekir. bekliyorum.

sana yakıştıramadım. teodosic

fırat aydınus'un sahada olduğu maçta ne 5 farklı galibiyetten, ne tek farklı galibiyetten, ne de ortada oynanacak herhangi bir maçtan bahsederim. dünyanın parasını harcayıp eşimle, kardeşlerimle, kuzenlerimle batı vip tribün'e anasının amı gibi para harcayarak 8 tane bilet almıştım o gün... şu dünya üzerinde hakkımı kesinlikle helal etmeyeceğim bir-iki isimden biri... bu maça inancım bu hakem itibariyle sona ermiştir.

teknik açıdan 2-1 kaybettiğimiz, resmi açıdan ise 3-0 hükmen yenik sayıldığımız, tepeden tırnağa hatalı kararlar nedeniyle maç yerine ak parti kurultayı seyreder gibi olduğumuz, 100-150 ak partili yandaş'ın sahaya girip maçın tatil olmasına sebep olup, beşiktaş'ın sahasının 4 maç kapanmasına neden olan; provokasyon işi olup gezi olayları'nın intikamı olduğu gün gibi aşikâr olan 22 Eylül 2013 beşiktaş-galatasaray maçı'nın tetikçisi fırat aydınus... o maçtan beridir beşiktaş maçı yönetemedi. o maçtan bu yana derbi verilmedi kendisine... o gün de hakem kılığında sahada olacakmış! zamanlama manidâr... dolayısıyla bakalım bu seferki görevi ne? izliyoruz.

standardızeyşın adamı madam yapar.

dün akşam mikrodalga fırında kuruyemiş ısıttım. :/

ayıp değildir bence... tongongu ve çok saygıdeğer sevgilisi cimabwe'nin cem-i cima seksi nice destanlara, hiyerogliflere konu olmuştur vesselam... o zaman ayıp olmayan bu zaman ayıp vesselam... büyük şerefsizlik gerçekten... :/

karşılığında metinimi, alimi veya feyyazımı verebilirim... jugovicimi vermem!

oha! :/ - gq -

türkiye ligi şampiyonluğu hakkında net ipuçları veren potiti bu.

bugüne değin hiçbir bilim adamının dikkatini çekmemiş iki teknoloji. kaktüs? radyasyonu yedikçe daha da büyür... hamamböceği? radyasyona son derece dayanıklı bir böcektir... uzay boşluğu? kozmik radyasyon yığını ususular bütünü... e peki neden uzay gemilerimizi kaktüs-hamamböceği tabanlı alaşımdan yapmıyoruz?.. söyleyecek sözüm yok gerçekten... evinizde denk geldiğiniz kullanılmış hamamböceklerini terlikle ezip öldürmeyin ! sizin bu işgüzarlığınız, bu şerefsizliğiniz yüzünden kaçan uzay çağı'nın hesabını kim verecek? yazıklar olsun diyorum.

bilinen anlamdaki günümüz uzay teknolojisinin ne denli tan, ne denli uyduruk olduğuna işarettir bu. herif altı üstü düğmeye basıyor ! yok astronotmuş da, yok bilmem kaç yıl uzay mühendisliği eğitimi almışmış da, yok uzay gemisindeki milyonlarca düğmeymiş de... lan, dereceyi 40'a getiriyorsun, düğmeyi çevirirken hafifçe bastırıp gazın çakmaktaşından alev almasını bekliyorsun ! uzay gemisi de aynı şey! inanılası gibi değil gerçekten... bu cumartesi saat 14:00-16:00 arası bilim kaşifi yakınım tilden katz'la düzenleyeceğimiz uzay mühendisi nasıl olunur semineri'ne katılıp uzay gemisi kullanabilir ehliyetinize kavuşmak için tilden'in pm'inden rahatlıkla başvurabilirsiniz bize... hayırlısı diyorum.

tilden katz'la bir diğer önemli projemiz... netice itibariyle güneş sistemi'ne "bizden lan bu," gözüyle bakan insanlarız. tilden'le hedefimiz, daha ilerisine gitmek! bu sebeptendir ki, güneş sistemi içindeki gezegenlere ulaşımı kolaylaştırıp hedef büyütmek düşüncesine ağırlık vermek zorundayız. haliyle saturn'e gitmek, artık türk insanı için öyle büyük mekikler, büyük projeler, milyarlarca dolar şeklinde sıralanabilecek ihtiyaçları barındırmamalı. proje basit... tilden'le geliştirdiğimiz saturn-ip-n-400 isimli kargo gemimizle saturn'e ip götüreceğiz ve saturn'den dünya'ya salacağız o ipi... sonrasında da dünya'da o ipin ucuna asansör kabini takacaklar. saturn zeminine yerleştireceğimiz vinç sistemi ile de dünya'dan çekebileceğiz asansörü... sistem bu kadar basit... bugüne kadar neden kimsenin aklına gelmediğini anlamıyorum. hayret gerçekten... yazıklar olsun.

saçmalıktır. muazzam bilim kaşifi yakınım tilden katz'la bu işin üzerinde hassasiyetle duruyoruz. bu gereksiz harcama, bu göt kalkıklığı, bu büyük görgüsüzlük nedendir; bilmiyoruz. gözlemledik ki, adamlar sıçmak için dahi bilgisayar kontrolündeki kenefi kullanıyorlar. evinde kaç defa bilgisayarlı kenefe girdin ? bu rezilliğin önüne geçip çok başarılı bir mekanik uzay gemisi icat etmenin hazırlığına giriştik biz de vesselam... 5 ileri 1 geri manuel vitese sahip dizel bir uzay gemisi yapmayı düşünüyoruz. uzayda ses duyulamıyor, yine de geleneksel yöntemlere riayet etmek istediğimizden, uzay gemisinde korna bile olacak... maliyeti kısmak amaçlı tüm gereksiz otomasyonu uzak tutacağız gemimizden... çevirmeli camlar düşünüyoruz. yanısıra kabinler arası geçişi otomatik açılıp kapanan kapılar değil, ahşap tabanlı kapı tokmağıyla açılan kapılardan oluşturacağız. uzay gemimizdeki yegane otomatik öğelerden biri, park sensörü uygulaması olacak. tilden'le bu konudaki yoğun tartışmamız sonucu böyle bir karar çıktı. hayırlısı diyoruz.

araştırmaların başlangıç safhasında şu anda... ona tavsiye ettiğim 3 tane çekmesiydi zaten... gözüme girmek için 5 çekti. hoşuma gitmedi değil ama birinci dereceden emre itaatsizlik gösterdiği için hücreye kapattım onu. haftasonuna kadar orada kalacak...

kademe kademe bu işler... sıra ona da gelecek... :/

yalama gündemi üzerinden serbest çağrışım mı bu? :/