entarileri (2131)
- müzik dinliyceksen almam.
- beni sözlüğe davet eden adam bu olamaz. bırakıyorum. :/
- n'apıcan?
- bir doğa olayıdır. allahın takdiri işte... :/
- sana nah çektik aig. lâkin ışık hızında değil, slow motion olarak göstereceğiz. 17 mayıs 2015, saat 14:42'de göreceğin şekilde hesapladık. o dakikaya hazılıklı ol.
- kınanacak hadisedir. uzay-zaman sürekliliği falan... ışık hızları bilmem ne... hayret gerçekten... reklamdan nefret ederim ama; (bkz: olly&tilden nanotech corporation) ! boru değil!
- şarjlı mancınığı keşfimiz mi?
- futbolu bırakıyorum. jübilem 31 şubat 1921'de, mithatpaşa stadı'nda, ac milan'la...
- iftira!..
- ilginç bir gelişmedir. kınıyorum kendisini...
- çok enteresandır. işte o enteresan sebep konuyu, dünyaca ünlü bilim kaşifi arkadaşım tilden katz'la birlikte enine boyuna incelemeye başladık. şu anda bu cümleleri, massachusetts institute of technology'deki araştırma laboratuvarımızdan yazıyoruz. sonuçları birazdan paylaşırız.
- farklı renkte görülen elbise başlığından hareketle bu iddiayı rahatlıkla ortaya atabilirim. tıpkı mavi-siyah elbisenin bizlere beyaz-sarı olarak algılatılması gibi barcelona da, beşiktaş şeklinde algılatıldı. misal bizim sol bekte izlediğimiz oyuncu! opare falan değildi o! jordi alba'ydı. defansın ortasında necip uysal oynuyor zannettik. hâlbuki mascherano'ydu oynayan... adobe firmasını, bu son derece ayıp davranışı sergiledikleri için kınıyorum. yakışmadı.
- @3 bilgiye sahip olmadan fikri olmak... tipik galatasaraylı sureti... bu yaklaşımın senden çıkmasına şaşırmadım ... o maçtaydım. saniyesi saniyesine hatırladığım bir maç... holosko'nun golüyle 1-0 kazanmıştık. holosko golden sonra 70 metre depar atmıştı sahada... volkan şen, bir dakika içinde iki sarı karttan atılmıştı. sahayı bir ucundan diğer ucuna neredeyse emekleyerek çıkmıştı. bütün taraftarlar "gerizekalı" diye bağırıyordu afacana... yenmiştik vesselam... bütün bu ayrıntıları hatırlıyorum. hâttâ daha bile fazlasını... peki neden?.. çünkü o bahsettiğin bıçaklama olayının olduğu esnada 40-50 metre yukarıda, kapalı tribünün arkasındaki yıldız yokuşunda, betonlara yaslanmış çekirdek çitliyordum. bir anda kızılca kıyamet... kavga gürültü... polisler... sis bombaları... gözleri yaşlar içinde taraftarlar... tam bir hengâme... neden o olayın yaşandığına gelelim. öncelikle şunu bilmelisin ki, o maçtan evvel bursa'da oynanması gereken maç oynanamadı. maç, hükmen 3-0 beşiktaş'ın lehine tescil edildi. tek amacı beşiktaş üzerinden piyasa yapmak olan afacan bursalı gençler, ne beşiktaş taraftarını, ne de beşiktaş kafilesini bursa'ya sokmamıştı. taşlarla sopalarla bursa girişinde otobüslere saldırdılar... bu maç, o maçın devamıydı. bilmen gereken şu ki, o "bıçaklandı," dediğin adamlar, polis barikatını geçerek beşiktaş taraftarına saldırdılar. döner bıçaklarıyla... önümüzde yaşandı. işin ilginç yanı, polisin bursalıları neden aramadığıydı? he, burada yine de beşiktaş taraftarının çok da masum olmadığını belirtmemiz gerekir. böyleyken böyle... önce sor, öğren ... konuya dönecek olursak... liverpool taraftarı bıçaklarla gelmemişti maça... gayet cici çocuklar olduklarını gözlemledim. farketmişsindir belki; tribünde de türk bayrağı açtılar. haliyle herhangi bir çatışmaca yaşanmadı. olunca olabiliyormuş, di mi? :/
- (bkz: ciyuv ciyuv)
- ilginç bir an. hiç de öyle kavga çıkartacak, adam bıçaklayacak, ya da adam bıçaklamaya neden olacak tiplere benzemiyerlardı. demek ki olunca olabiliyormuş?
- @2 sezon başı hazırlık kampında chelsea'yi pontikliyoruz, şampiyonlar ligi elemesinde bombok bir golle arsenal'i elimizden kıl payı kaçırıyoruz, tottenham'ı iki maçta da evirip çeviriyoruz, dün akşam da liverpool'u evine yolluyoruz. bunun üzerine işittiğim laf, "amma da büyütüyorsunuz ," mukabilinden bir yaklaşım mı? ayıp lan? :/
- çanakkale adatepe zeytinyağı fabrikası'ndan aldığım adatepe saf zeytinyağı içeren cilt kremim var, oh mis! su gibi alenen... öyle vıcık vıcık cilt kremleri gibi değil, alâkası dahi yok. yolunuz çanakkale'ye düşerse, köy yollarından küçükkuyu'ya koşturun, samsaf yağınızı alın.
-
- derhâl çerçeveletilip televizyon ünitesinin en şapşahane yerinde sergilenecektir elbette... - oh mis -
- zerre kadar önem arz etmez. liverpool, liverpool'dur. eksikler bilâkis konsantrasyonu dağıtır, normal oyun planında bozulmalara yol açar. örneğin glen johnson'ın nasıl bir oyuncu olduğunu biliyoruz. elli defa izlemişizdir televizyondan... aşağı nasıl gider, yukarıya nasıl koşturur, nasıl adam eksiltir, nasıl bindirir; nasıl kontrol edilebileceği hakkında taraftarın bile kafasında fikirler vardır. lâkin onun eksikliğinde yerinde oynayacak oyuncu tam bir kapalı kutudur. glen johnson'ın yerinde oynayan jordon ibe'ta tam da bu sorunu yaşadık. hakkında hiç de fikrimizin olmadığı bu çocuk, ramon motta'nın olduğu kanattan sekiz defa bindirme yaptı, sekizinde de ondan sıyrıldı ve dokuzuncu bindirmesinde de penaltıyı aldı. bu sebeple hoş değildir dünya çapındaki kulüplerin eksik kadrolarıyla mücadele etmek... hele ki bu maçta, kesinlikle avantaj değildir. hayırlısı...
- fotoğrafa bir daha baktım ve bu sayfaya bir daha girmemeye and içtim.
- utanç verici bir fotö. bi'kere anexeiss'i ben kız zannediyordum. büyük hayalkırıklığına uğradım. yazıklar olsun gerçekten... ikincisi tatil köylerinde para yerine geçen o bilekliğin renginin turuncu olmasına inanılmaz öfkelendim! bence bunun bir çözümü bulunmalıydı. gözlük her kiminse haber versin, bir daha kendisiyle muhattap dahi olmayacağım! böyle bir rezillik olamaz ... onun dışında tüm değerler ortalama seviyede gibi duruyor. alıcısı var bu çocukların... iyiler, hoşlar... vrabo... :/
- az kaldı gençler...
- en son çıkan hangisiyse o oluyor. adamlar iyi... bu net.
- müslüm gürses'in adını sen koy isimli eserinde bu sorunun cevabı çok ciddi biçimde var.