entarileri (2131)
- @8 hımm... mantıklı. inandırıcı geldi bana da... sana katılıyorum.
- @6 gel lan?
- ...yoruz! kapıkule sınırı üzerinden bulgaristan'a, sonra sırasıyla yunanistan, italya, fransa derken; yüzerek ingiltere'ye ulaşacağız! sonrasında amerika'ya geçiş için bir plan daha hazırlanacak orada!.. buna or'da karar verelim!
- geçen suudi imam ebu gayyum'la darwin teorisi hakkında konuşuyoruz...
- suudi imam asıl buna cevap versin!?! - imam şahan - öyle türkler'den bilgi aşırmakla olmuyor! bilim, bilgi, teknoloji ve uzaylılar türk'tür, daima öyle kalacaktır!
- bu çok bilinen, açık ve net bir gerçektir. kimse inkâr etmesin! >:/
- dünya'nın bilim ve teknolojik gelişimi baz alındığında merzifon'un yadsınamaz önemini açık ve net ifade etmek zorundayız.
- pek bilinmez bu. dünyanın en büyük aydınlatma zincirinin sahibi olan prof. dr. nevzat saadet'in firması saadet aydınlatma'dan satın alınan bir abajurdur aslında gecemizi aydınlatan... yerin 160 bin km. üzerine houston'dan bağlanan iple yerleştirilmiştir. yazık.
- 12 nisan 1961 yılında, bilim kaşifi tanıdığım tilden katz'la dünya çapında bir deney gerçekleştirdik. 6 milyar dünya halkı hep birlikte bir ağacın gövdesine sarıldık ve ağacı, 6 milyar insan aynı anda kuzeye doğru ittirdik. o dönemde merzifon'un mevcut iklim şartlarını iyileştirmek maksadıyla gerçekleştirmiştik bu deneyi. rotasından birkaç santim sapan dünya, merzifon'a daha ılıman bir iklimin müjdecisi olacaktı. ve planlarımıza göre dünya'nın dönmesi gerekiyordu. en azından yerinden birkaç santim oynamalıydı. olmadı. o gün inandım dünya'nın dönmediğine... denemek, boşa çabadır. suudi imam haklıdır.
- tyzmlre çk slm syle ellrndn öp tşkkur edrm öpyrm
- tmm cnm tşkkr ediorm knde çk ii bk by
- beşiktaşk
- ya uff snne be slk
- yavaş yavaş piyasaya süreceğim bu fotoğrafları... ilkiyle başlayalım: - sami abi'nin esnaf lokantası'nda biz -
- bugünki bir diğer gözlemim... içinizden bir yazar... ilk kez gördüm kendisini... kimbilir kim... kadınları sabahtan akşama aşağılamak... ve bunu mübah kılan bir kadın düşüncesi... yani naçizane; üzgünüm ki böyle bir dünya mümkün olamayacak. fazla atımlık barutunuz kalmadı. yakın zaman içerisinde bu konuya sert tedbirlerin alınacağı aşikâr... bunun sinyallerini siyaset, direkt olarak vermeye başladı zaten... o gün geldiği zaman konuşamayacak olduğunuz şeyleri bugünden konuşmanızda fayda var. acele edin. buna mukabil; kadınlık hüviyetinizi muhafaza edin. adına da "insanlık hüviyeti" deyin esasen bunun... cinsiyete de bölmeyin. böyle böyle olursunuz.
- @2 bu bir teklifse, cevabım hayır bebeyim. ;)
- önemlidir. aranızda cinsellik bilgisi çok zayıf olan insanlar olduğunu gözlemliyorum. işte bunlar hep eğitimsizlik... cinselliği, ticari amaçlı tuhaf sektörlerden öğrene öğrene ne hale geldiniz... bugünlerde herkesi eğitir oldum. bu konuda da eğiteceğim. eğiteceğim, lâkin bu kadar da temelden girmek istemiyorum olaya... çıtayı biraz daha yukarıya taşıyalım. oral seks; kadının, erkek cinsel organını ağız yoluyla keyiflendirmesi anlamına gelmemektedir. oral seks, ağız yoluyla girişilen cinsel aktivitelerin tamamıdır. kimin kime yaptığı önem arz etmez. kadın erkeğe, erkek kadına, erkek erkeğe ya da kadın kadına... ve sağlıklı bir cinsel ilişki için oral seks önemlidir. farkına varınız.
- @15 kendini tatmin edebilecek yöntemler üretebildiğini görmek beni sevindirdi, mutlu oldum. benim üzerimden eğlenmen, bir evvelki yöntemine göre daha mantıklı görünüyor. beren saat hakkında dediklerimi de okumamışsın. ben de seni seviyorum. bebeyimsin.
- @12 bu sorunun iki cevabı var: birincisi; ilginçtir, pas geçmenin beni şaşırttığı... zira oral seks, kadına şiddet içeren bir yaklaşım değildir. hele ki tek taraflı, kadını hiçe sayan ve onu aşağılayan bir eylem hiç değildir. çift taraflı olur. bunu bilmiyor muydun? ikinci cevap bence daha önemli... sadece bu değil, daha sert söylemlerime de rastlayabilirsin? birileri entrilerimin arasında afacanca söylenmiş cümlelere rastlayabilir ve onları gündeme getirebilir. - "burada şunu şunu eleştirmişsin ama sen de şunu şunu yapmışsın," diyebilir. ama sen değil, başkaları diyebilir. sen deyince bir garip olur çünkü... pek yerine oturmaz. özet geçecek olursak... benim kadına şiddeti akılalmaz düzeyde körükleyen bir insan olduğumun iddiasındaysan ve bundan rahatsızsak; oki doki... bir daha yapmayalım?.. ne dersin?
- @10 eğer burada hitabın banaysa ve seninle özelden konuşmayıp başlık açarak derdimi anlattığımı iddia ediyorsan?.. 1. başlığı sana değil, kadına şiddeti eleştirip sana ve senin yazılarına sempati duyanlar için açtım. çünkü pek tezat görüntü sergiliyorlardı. 2. gelgelelim ikinci entrimde -konuyu sana yeterince doğru anlatamamış olmamdan kaynaklı olarak- sana da bir açıklama yapma ihtiyacı duydum. lâkin bu açıklamayı özelden yapmama sebebim, açıklamaya mahâl yaratan entrinin (beren saat'in kendinden bahsettiğine dair entrin) özelden değil, başlık içerisindeki entriden bana yöneltilmiş olmasıydı.
- @3 yanlış düşünüyorsun. beren saat'in kişiliği, yaşadıkları, o metinde bahsettikleri, o metnin ne kadar özgecan içerdiği... bunlar tamamen konunun dışında... ben beren saat'in kişiliği nedir, bilmem de zaten... ilgilenmem. kendisini tanımıyorum. lâkin o metinde konuya dahil görmemiz gereken, hâttâ aslında konunun ta kendisi olan net birşey var: bahsettikleri, bugün hemen hemen her kadının yaşadıkları... bu farkı görebilecek ve doğru algılayabilecek yetide olduğunu düşünüyorum. açık ve net birşey var: suçlusun demiyorum. lâkin bil ki, o cinayete zemin hazırlayan sistemin bir parçasısın. ben değilim o parça. belki de etrafındaki insanların tamamı değil. zaten bunlar senin için önemli de değil. bilmen gereken tek şey, o sistemin parçası olduğun... üslubun, bunu mutlak surette geçerli kılıyor. özgecan aslan bir simge. ona, "tecavüze uğrayıp akılalmaz bir vahşetle öldürülen gencecik bir kız," gözüyle de bakabiliriz. bu, olayın bir boyutu. ama asıl boyut, " kadınların toplumdaki pozisyonu." zaten cinayetin asıl sorumlusu da bu bakış açısı vesselam... ve en nihayetinde, toplumun gözündeki kadın algısına ne gibi katkılar sağladığın malûm... bundan bahsediyorum. başka birşey değil. açıkçası bu cinayette söz bana verilse, zanlıların üçünü de asardım. o kesin. lâkin toplumdaki kadın algısını düzeltme görevi bana verilecek olsa? işe ilk senin eğlence anlayışını revize etmekle başlardım. böylesine ilginç bir eğlence anlayışına sahip pek insan tanımıyorum çünkü... not: iyisindir, hoşsundur, sevişir-koklaşırız; ayrı.
- artık alışılageldik bir türk tipi insan modeli istikrarsızlığıdır. özgecan aslan cinayetiyle pek bir moda oldu kadına şiddete hayır söylemleri... derken beren saat'in attığı tweet'e denk geldim bu sabah: - bu masum bakış ömür boyu yakanızı bırakmayacak - olayın sadece tecavüz etmek, üzerine boğaz keserek öldürmek ve dahası cesedi yakarak yok etmek eksenli olmadığını bana bir kez daha hatırlattı. özgecan'ın katili linç edilirken en önde bayrak tutanlar... peki ya siz gündelik yaşantınızda neler yapıyorsunuz, düşündünüz mü? hımm... şaka onlar di mi?.. :/
- @5 hoşbulduk coni, @4 lan olm, kerim'in penaltısıyla mı kıyasladım pozisyonu? kerim'in pozisyonu zaten penaltı! ben sadece "kerim'in penaltısı penaltı değil diyene fernandao'nun tekmesi girsin," dedim. cezası bu olsun yani... :/
-
- @5 evet, ismim melek. karakterime de yansımış durumda bu isim. hâttâ tipime bile... bilen bilir... :/