entarileri (2131)

beni anlamıyorsun eskimo bak üstad, ben olayın " 20 numaralı futbol fahişesi'nin üzerine oynanıyor," boyutunda değilim. oynanıyordur veya oynanmıyordur! bir beşiktaş taraftarı olarak bu beni ilgilendirmez. fenerbahçe camiası'nın sorunu... tedbirini alsınlar. oyuncularını her ne sebeple olursa bu gibi durumları önemsememesi yönünde eğitsinler. o eğitime vakti kaldıysa tabii... benim sorunum şu... ben bu olayı baz alıyorum. sezonun ilk yarısında oynanan maçta da kendisine direkt bir kasıt yoktu. bilakis veli kavlak tokatlanmaktaydı orada... hele ki bu olayda hiç yok! konuyla ilgisi dahi yok! kendisine sataşan-eden yok! pozisyona en az 30 metre uzaklıkta... sadece o da değil! volkan demirel bile slaven bilic'e saldırmaya geliyor kalesinden... bunların hepsi gözümüzün önünde oldu. şayet oradaki diyalog, sahadaki oyuncuları kışkırtmaya yönelik hareketlerse hakemi beklersin; yollar slaven bilic'i tribüne... biz buna karşı değiliz. lâkin yapamayacağın tek şey, ortama kaptan vasfını taşıdığın hâlde -ki bu vasfı taşımaya da gerek de yok-, ana avrat küfürlerle dalmaktır. 20 numaralı şerefsiz'in maçlarda tahrik edilmesi ayrı şeydir, bu pozisyon ayrı şeydir. bunun başka açıklaması yok. bunun konuşulacak tarafı yok. bunun bahanesi yok. bundan kaçış yok. bunun karşı mazereti hiç yok!

ikisi arasında yaşananları slaven bilic'in genel agresif tutumlarına bağlayarak bu işten ne ölçüde kaçılabilecek, onu merak ediyorum. ya, şunu anlamak gerekiyor artık... olayda 20 numaralı şerefsiz tepeden tırnağa hatalı. bu gerçeği örtbas etmek için sağdan soldan malzeme üretme çabası gerçekten pek anlamsız oluyor. orada bruno alves ve caner erkin'in, slaven bilic'le bir diyaloğu vardır. ne konuştuklarını bilmiyoruz. küfürleştiler mi ya da başka bir diyalog mu söz konusu, bilmiyoruz. bildiğimiz tek şey var! o da bu diyaloğun muhattabının; slaven bilic, bruno alves, caner erkin ve maçın orta hakemi fırat aydınus olduğu... bakın burada durumla ilgili şöyle bir istisna da var! takım kaptanları da aslında olaya müdahil olabilir. pozisyonun içine girer, gerginleşen ortamı yatıştırır, kendi takımının oyuncularını uzaklaştırır, hâttâ samimi diyaloglarını kullanarak rakip takım oyuncularını bile uzaklaştırır. kısacası, hakemin görevini yapmasına kolaylık sağlar. fakat 20 numaralı şerefsiz ne yapıyor? zaten gergin olan ortama, 30 metre uzaktan, ağız dolusu küfürler savurarak koşturuyor. ve siz bu herifin sporun doğasında zerre kadar yer edinmeyen tavrını görmezden gelip, " slaven bilic ona ne karşılık verdi acaba,"sının peşine düşüyorsunuz. türkiye ligleri'ndeki ilk agresif tavırlar sergileyen antrenör slaven bilic değildir. rakip kulüpler için büyük tehlike arz eden, bu sene olmasa dahi önümüzdeki sezonlara damga vuracağı herkes tarafından öngörülen mevcut oyun yapımızın mimarı slaven bilic hakkında; özellikle son dönemde, renkli medya tarafından yürütülen bu " çok agresif lan bu adam, tirsin gitsin," kampanyasının şiddetle karşısındayım. beşiktaşlılar bu tuzağa düşmesinler! yine aynı oyun oynanıyor! başta fatih terim olmak üzere, şenol güneş, sergen yalçın, yılmaz vural. şu anda altalta sıralamayacağım uzunlukta bu liste... tamamı, agresif yapıya sahip insanlardan oluşmakta... ve türk futbolu, senelerdir bu yapıya sahip insanlarla yol alıyor. - " bu kapıyı slaven bilic araladı," algısından olağanüstü düzeyde rahatsızım. zira futbol kültürümüzde bu adam, diğerlerine kıyasla gerçekten melaike gibi duruyor. konuya dönecek olursak; 20 numaralı şerefsiz ana avrat söverek karşıdan geliyorsa şayet ve bunu aynı kişiye karşı ilk kez yapmadıysa; karşısındaki insanın kendisine " oh güzel kardeşim, ne iyi ettin de anama avradıma sövdün, helal olsun sana, kurbanın olayım senin," demesi beklenmesin. ana avrat küfederek ortama dalan adam, lâyığı gereği anasına avradına sövdürerek oyun alanına ilerlemiştir. yanısıra biz beşiktaş taraftarı olarak, " slaven bilic küfretmiş ama ceza almasın," diyor da değiliz. kimin ne denli karaktersiz olduğu ortada olmasına rağmen adalet vuku bulsun ve slaven bilic de alsın cezayı... lâkin hiçkimse kalkıp olayın faturasını sadece bu adama kesmesin, neyin ne olduğunu sağır sultan gördü, duyuyor, biliyor çünkü... ben geçmişteki hareketlerini de baz alarak, 20 numaralı futbol fahişesi'nin en az 20 maç ceza alması taraftarıyım. -ki futbolumuzda böyle hadiseler tekrar etmesin. ancak bu şekilde geçebiliriz bunun önüne... ben evimde, televizyonumun karşısında otururken bana küfredecek futbolcu görmek istemiyorum. götü yiyorsa karşıma çıkıp etsin! o küfrettiği ağzını bacağından çıkarırım adamın... ben bu ruh halindeysem, olay türkiye cumhuriyeti mahkemelerine taşınmış boyuttaysa, artık bu şerefsizin ipinin çekilme zamanı çoktan gelmiştir. tirsin gitsin!

okulda ne zaman ki civciv sarısı saça sahip kadın görmüşüm, tükürmüşümdür suratına... bundan büyük ayıp olamaz! sakın gitme! destekliyorum. :/

tek söyleyeceğim; - "vahap beyaaaaz, ahmet çakaaaar, kasımpaşaaaa, şeerefsizsiiiin galataaasaaaraaaay..." :/

o algıya ben de karşıyım. lâkin şunun da farkındayım ki, bu algıyı yaratanlar; fırsattan istifade ezeli rekabette bir adım öne geçme heveslisinde olan diğer camia... yani birine "sen artık galatasaraylı olma, fenerbahçeli ol," diyerek fenerbahçe taraftarı olmasını sağlamak ne kadar zorsa; bu da o kadar zor... yanısıra ben de şuna kızgınım. bi sabah geldiler, - "sen iki adama zamansız transfer teklifinde bulundun, şike bu," diyerek şikeci ilan ettiler. hem de yığınla emsal örnek ortadayken... bu durum itibariyle gerek itibar, gerekse de ekonomik olarak tam bir çöküş yaşadık. halen götümüzü toplayabilmiş değiliz. açıkçası kendimi şike yaparak şampiyon olmuş geniş bir destekçi kitlesine sahip bir kulübün yancısı gibi hissediyorum. itirazım buna... :/

şuradaki entrine yönelik mektubum bu. diğerleri şike yapmış mıdır, bilemem. beşiktaş herhangi bir maçta şike yapmış mıdır, onu da bilemem. yalnız bir konuyu açıklığa kavuşturmak lâzım... şike süreci içerisinde, "beşiktaş şike yaptı," denilen hadise, serdar adalı'nın, ibrahim akın ve iskender alın'a, transfer dönemi başlamadan tranfer teklifinde bulunmasıdır. at mı teklif ettiler, avrat mı teklif ettiler; bilemem. bildiğim tek şey, bu hareketin şike olduğunu, bütün türk toplumuyla birlikte o gün öğrendik. yoksa biz amrabat ve ali turan tranferi evveli galatasaray'ın, emenike transferi evveli fenerbahçe'nin yaptığını yapıyorduk aslen... vesselam... beşiktaş&şike ilişkisindeki esas mevzu buysa, beşiktaş'a şike yaptı diyebilmek için gerçekten fanatik gözlere sahip olmak lâzımdır. diğer taraftan... - "o sene bütün derbileri kazandık, bir tek anadolu kulüplerine mi gücümüz yetmedi," demişsin üstad. bu sezon da kendi sahandaki derbileri kazandın. hâttâ beşiktaş'ı evinde bile yendin. peki ya anadolu takımlarıyla yaptığınız maçlar? tamamını kazanabildiniz mi? şu anda ligde kaçıncısınız? demek ki derbilerin tamamından galip ayrılmış olmak, diğer bütün rakipleri de yenmeniz gerektiği anlamına gelemeyebiliyor ve ligdeki sıralamaya direkt etki edebiliyormuş? sevgilerimle...

ikinci nesil nası'yani? var mı öyle üç kuruşa beş köfte? gerçekten büyük kınıyorum. bu teklif üzerine tilden'le bilimi bırakma kararı aldık. bundan böyle hayatı kolaylaştıran mucizeler icat etmiyoruz! bakalım havuç, kabak ve patates soymak için icat ettiğimiz o müthiş yampiri alet gibi aletleri kim icat edecek size? ayıb... :/

ha, teşekkür ederiz ikinci nesil o para sizden mi geldiydi? insan bi'banka hesabına falan yatırırdı anasını satayım. ptt'yle 3 milyon 750 bin euro'luk bilim ve dayanışma çeki mi gönderilir? tekrar tekrar teşekkür ederiz tabii... tilden'le ne zamandır aklımızda olan maclaren'imize kavuştuk o parayla... ilk fırsatta bilim araştırma merkezimize uğramanızı bekliyoruz vesselam... bi tur vericez, söz.

kusurumuza bakma da o aşamayı biz çoktan geride bıraktık ikinci nesil çoklu prize takılan çoklu prize taktığımız çoklu prizi antreye yerleştirdik ve bir çoklu prizle tilden'in odasına, bir çoklu prizle de benim odama priz uzattık... çoklu priz sektöründeki bu muazzam ilerleyişimizi hafifseyemezsin! :/

bilmem... daha iyi bir yolunu bulamadık. :/

vergi ödemek namus borcudur. yanısıra bilim ve teknolojiye olan hizmetimiz de kaçınılmaz... yazıklar olsun!

yüzlerini dahi görmek istemiyorum. :/

allah düşmanımın başına vermesin... :/

bu başlıkta toplanıyorlar... bir tanesini dahi eklersem dünyanın en terbiyesiz insanı olayım! böyle rezillik olamaz! yuh!

beni daima fav'lar... başka söz söylemek istemiyorum. :/

yapılanma derken, devletten ücretsiz stada mı konmalıydık? ya da takımımızın yaş ortalaması 30'un üzerinde mi olmalıydı? veya formamıza koyacak sponsor bile bulamasa mıydık? hangi yapılanmadan bahsediyoruz? medyadaki lobisel yapılanmadan bahsediyorsan, biraz fazla hayalci olduğun düşüncesindeyim. öyle bir yapılanmayı kabul etmeyecektir bu camia... :/

maçtan önce bir cümlem vardı genç... tekrarlayayım: - "fenerbahçe-beşiktaş maçının kaç kaç biteceği umurumda değil. hâttâ fenerbahçe'nin yarışın içinde olması iyi bile olur. önemli olan kasımpaşa-galatasaray maçının kaç kaç biteceği... neticede fener bizi 43-0 da yense altımızda olacak." öyle de oldu. :/

vanspor-beşiktaş karşılaşmasında sergen yalçın'ın 90'a takılmak üzere olan frikiğine smaç basan herife penaltı çalamayan bir metin tokat hatırlıyorum mazide... ondan ötede ya da beride ise, cem papila'ya kadar kimseyi hatırlamıyorum. ne etkiliymiş mına kodumun herifi... :/

ben sana hakaret etmedim genç... yanlış anlamışsın. benimle kanki olduğunu söylemişsin. böyle birşey olmadığını söyledim. sana kim bunu söylediyse ondan ricacı ol, yapmasın böyle afacanlıklar... :/

bunca senelik yaşantımda henüz karşılaşmadım. vardır belki de... olsa keşke... -ki "allah belanızı versin, eyim böyle kazanacağınız maçı," deyip dememe ihtimalimizi sınayabileceğimiz çarkımızı bi çevirsek? onca da galibiyet var mazide ... :/

kankilik dediğin müesseseye inanmam ben genç... haysiyet önemlidir. -ki değil, yüzlerine tükürmem. erdem sahibi insan kalmadı pek... kandırmışlar seni vesselam... yok böyle bir hikaye... :/

beşiktaş üzerine iddiaya girmem. huyumdur. iddiaya girmiş olsam da, bu maç için beşiktaş lehine bir tercihte bulunmazdım. club brugge maçında stadyumdaydım. ve kendi gözümle gördüğüm takımı baz alınca, bu maçtaki beşiktaş lehine en iyi sonucun beraberlik olacağının farkındaydım. canımı sıkan tek şey, artık bazı ahlâksızlıkların göz göre göre yapılıyor olması... dün de dedim; keşke fenerbahçe bizi mükemmel bir futbolla 43-0 yenseydi. bu hakemi görmeseydim ama... vesaire... :/

ciddi açıdan incelenmesi gereken durum bu. yani buna gerçekten akıl izan sahibi yorumlar türetmeye çalışıyorum. bulamıyorum. bu neden olur? neden emre belözoğlu'na kart gösterilemez? yani balici mi bu herif? hakkında onun hoşlanmayacağı kararlar verince, sokak çetesiyle birlikte yol kesip pıçak çekiyor da kartın hesabını mı soruyor? nedir lan? ulan yolda görsem tükürüğümle boğacağım i! illa bizim mi cezalandırmamız lâzım? futbol bu. bilmem kaç milyon kişi televizyon başında oturup maç izliyoruz. ettiği küfür slaven bilic'e değil! şerefsizin evladı salonumun ortasına girmiş; bana, eşime, kardeşlerime, arkadaşlarıma, çoluğuma çocuğuma küfrediyor! buna dur diyen yok! diyemiyorlar! koymuşum fenerbahçe'nin galibiyetine de, beşiktaş'ın mağlubiyetine de!.. tiksindiğim bir herif rahatlıkla oturduğum koltuğun karşısına geçmiş, bana küfrediyor!.. çok çaresiz hissetmeme yol açıyor. buna kim, nasıl müsaade edebilir? şimdi ben yolda emre belözoğlu görsem ve anasına avradına küfretsem, üzerine üzerine yürüyüp sille tokat girişsem haklı mıyım? türkiye futbol federasyonu ve merkez hakem komitesi'nin yol göstericiliğinde adalet sağlayıcıların halktan beklentisi bu mu? ha sahada olan, sahada kalırsa şayet; sahaya çıkıp mı meliyim bu godoşu? ilginç... emre belözoğlu'nun bu yaptıklarının bedelini profesyonel futbol disiplin kurulu değil, türk ceza kanunu incelemelidir artık... böyle ülkenin de, böyle sporun da, böyle adaletin de amına koyayım dedirtecekleri zaman yakındır.

türkiye'nin en önemli büyücülerinden bu. bir j.k.rowling kitabı kahramanı... petrificus totalus büyüsünün mucidi... büyü, rakibi geçici bir süreliğine dondurarak beton gibi yere düşmesine neden oluyor. - petrificus totalus -

taçı kullanmayı geciktirdiği için yediği sarı karttır. ilk yarı bilindiği üzere 6 dakika durmuştu oyun... sebebi, sahaya kedi girmesiydi. ramon motta'nın taç atışını 3 saniye geç kullanması ise büyük skandaldı. fırat aydınus...