entarileri (161)

  1. kilo falan olmaz demi la
    #423599 Son of Anarchy | 23/02/2015 15:18
     
  2. depresif ve kişilik bölünmesi sonucu
    #423596 Son of Anarchy | 23/02/2015 15:16
     
  3. kilo falan dediler gözümü korkuttular yok libido'yu öldürüyormuş falan
    #423592 Son of Anarchy | 23/02/2015 15:13
     
  4. bir an sabah gazetesi başlığı zannettim
    #423590 Son of Anarchy | 23/02/2015 15:08
     
  5. bu ilacı duyan , bilen , kullanan , tanıyan biri falan var mı la yan etkileri neler ? ne işe yarar ? bugün gittiğim hastanede doktar tarafından bana verilen ilaç bilgi verir misiniz ?
    #423588 Son of Anarchy | 23/02/2015 15:07
     
  6. bkz. osmanlı'yı yeniden canlandıracağım derken yanlışlıkla dağılma dönemini canlandırmak edit: bayrağımızı da başka yere diktik merak etmeyin muhabbeti de pek inandırıcı gelmiyor açıkçası. ortada gece çekilmiş basit bir görüntü var, orası her yer olabilir. "abd aya inmedi aslında lan baksana bayrak dalgalanıyor rüzgar var" muhabbeti gibi hani.
    #422324 Son of Anarchy | 22/02/2015 12:10
     
  7. türkiyenin 1923 den sonra ilk defa toprak kaybedip geri çekildiği bir operasyon olarak tarihe geçmiştir.geçici bir yer fılan ayarlamısız zannediyorum hpg nin koruyuculugunda artık bir klube filan bulmusuzdur.ceber kalesının oldugu yeri olurya pkk geri alırsa onun koruyuculugunda artık gerıde döneriz ne de olsa kardeşiz artık değilmi.ancak biz dünya devletiyiz süper gücüz böyle bos seylerle ugrasmayı bırakın.tarım için sudanda kiraladıgımız geçici arazıyı ve duble yolları düşünün elin oğlu 4 katlı metro yapıyorsa biz kat kat fazlasını 2x2 seritli karayolu olarak yapıyoruz.inanıyorum filistin,bosna,kafkasya hepsinin kalbi bizle carpıyor duble yollarla hicaz-filistin-konya -istanbul-kosova yoluna ne dersiniz?
    #422323 Son of Anarchy | 22/02/2015 12:03
     
  8. "Bir gün ne oldu biliyor musun ? Evde oturuyorum,radyoda Pink Floyd - Hey You çalıyor. Biraz viski var,viskiyi kadehe koydum bir sigara yaktım,ayaklarımı sehpaya uzattım gözlerimi kapattım. Huzurluyum. Sonra birden kapı çaldı önce umursamadım. Sonra bir daha çaldı ?Kim ulan şimdi bu !? dedim kendime. Kalktım ?Kim o ?? demeden kapıyı açtım bir baktım o gelmiş sevdiğim kadın? Huzurun ?u?larına ikişer nokta geldi ?ü? oldu sonra ?r?sine bir çizik eklendi ?n? oldu. Huzur hüzün oldu? "içiyorsun yine." dedi "Evet" dedim. "Konuşmamız gerek." dedi. "Olur.İçeri geç" demeden "Hamileyim" dedi. Şaşırdım kaldım. Bir şey diyemedim önce,ne içime ne de dışıma? Sonra ?Bundan bana ne ! Git babası kimse ona git !? demek geçti. Diyemedim. Sadece ?Nasıl yani? dedim. "Hamileyim işte. Kendimi bile büyütememişken,büyütemediğim şu hayatıma bir çocuk getirip büyüteceğim." dedi. "İyi de buraya,bana niye geldin ?" dedim. "Çocuk senin" dedi. "Saçmalama ! Biz seninle sevişmedik,yatmadık. Bu? Bu imkansız." dedim. "Evet ama çocuk senin olsun istiyorum. Seninle büyütmek istiyorum" dedi. Kalakaldım. Durup gözlerine baktım. Dolmuştu en az benimkiler kadar? "Benimle beraber büyüt bu çocuğu. Yanımda,yanımızda ol." dedi. Gözlerim taştı,?ü?lerin noktaları düştü. Ağladım. Sarıldım boynuna o bana sarılmadı ama ben sıkıca sarıldım. İçeri aldım onu,odamı verdim. Ben salonda yattım,uyumadan uyumadım,uyanmadan uyandım. Birkaç gün bende kaldı. Bir sabah kalktım kahvaltı hazırladım odadan içeri girdim yoktu,salona baktım yoktu,lavaboya baktım yoktu. O hiç yoktu? Radyoyu açtım Müslüm Gürses - Affet çalıyordu. Odaya girdim yatağıma yattım. Kokusu sinmişti yastığa. Gözlerim doldu ağladım. Yatağın ucuna bir not bırakmış "Her şey için üzgünüm,her şey için özür dilerim,her şey için teşekkür ederim." yazmış ve gitmiş. Kokusunu bırakıp gitmiş,ağladım. Dizlerimi kendime çekip hüngür hüngür ağladım. Ben en çok da ona sarılıp uyuyamadığım için ağladım."
    #421584 Son of Anarchy | 21/02/2015 19:32
     
  9. la gelin bir karar alalım bu gece boyunca bu başlık altında dertlerimizi dökelim
    #421407 Son of Anarchy | 21/02/2015 17:51
     
  10. la inanmıyor la bana gittiğim eylemde bile onu görüyorum
    #421404 Son of Anarchy | 21/02/2015 17:45
     
  11. www.youtube.com/...link dökün lan içinizi inanmıyor lan bana inanmıyor seviyom la çok seviyom
    #421378 Son of Anarchy | 21/02/2015 17:23
     
  12. la sevdiğiniz bir kadını unutabilir misiniz ? ben unutamıyorum içim acıyor lan sözlük .
    #421366 Son of Anarchy | 21/02/2015 17:18
     
  13. Amlar havada uçuyordu,her günkü gibi bir gündü.Herkes birbirine koyup duruyordu.O kadar zavallı bir halde idilerdi ki ?amk? demeden espiri bile yapamıyordu. Hakikatin üç aşaması başladı: 1- Dalga geçilir: Cinsiyetçi küfürler konusunda uyarılan erkek ve ne söylediğinin bilincinde olmayan kadınlar dalga geçmeye başlarlar önce.?Küfür de mi etmiyak?? gibi.Biraz duyarlıları ise bunun ?lafın gelişi? olduğunu,aslında onu söylemek istemediklerini söyleyip dururlar.Ama tam olarak onu söylemek istediler.Nasıl mı? 2- Şiddetle reddedilir: Kesinlikle o anlamda söylemediklerini iddia ediyorlar.Sizin fazla hassas olduğunuzu söylerek aslında suçun sizde olduğunu söylüyorlar.Bunun konuşma diline yerleşmiş kalıplar olduğundan bahsediyorlar ve tüm küfür lügatını sahipleniyorlar. Peki tam olarak neydi sansür mek?Amına koymak?Neden insanlar sinirlenince birbirlerine öfkelerini bu şekilde ifade ediyorlardı?Hatta neden son zamanlarda onsuz gülemez,espiri yapamaz olmuşlardı?Sanırım olay, sansür enin kendini ?erkek? sansür ilen tarafı kendi cinsel kimliğinden daha aşağı görmesinde gizliydi.Bir erkeğin bir kadına,bir erkeğin bir erkeğe ve hatta bir kadının bir kadına üstün olması durumu idi bahsi geçen ?amk?.Bu kelimelerin mizah boyutunda kullanımı yaygınlaşınca meşruluğu ve kullanım oranı arttı.Şakayla karışık,coşku, öfke,heyecan bildiren bir ünlem oldu. Tam olarak durum böyle. Bir erkek bir erkeğin mevcut olmayan amına koymak istediğini söylediği zaman aslında onu bir kadın olarak gördüğünü söylemek istiyor.Ve bu bahsi geçen küfürler tecavüze ve işkenceye varan bir cezalandırma şeklidir.Küfüre maruz kalan kişinin kadın ya da erkek olması durumu değiştirmiyor. İki taraf da erkek ise o zaman aralarında ?Ben seni sansür ? ile ?Hadi lan ordan!Asıl ben seni sansür ? e varan güç yarışı başlıyor.Yani güçlü olan güçsüz olanı sansür er.Burada amaç cinsel birleşim ya da üreme değil aksine cezalandırmadır,işkence ve zorbalıktır. Artık ?ben o anlamda söylemedim?ci, ?küfür işçi sınıfının ağzında çiçektir? e sığınan demogojileri ve saçmalıkları bir kenara bırakın.Gün özeleştiri günüdür. 3- Kabul edilir.
    #419716 Son of Anarchy | 20/02/2015 13:37
     
  14. alıntıdır arkadaşlar .
    #419648 Son of Anarchy | 20/02/2015 12:29
     
  15. aşağıdaki facebook alıntısı (bkz: muhabbetin hasını geekyapar) ile bir avukat tarafından anneye anlatır gibi anlatılmış yasa paketidir, tam metni okumaya kalkıp beyni yanan, dogrusu neymiş bunun diyen bireylere şiddetle okumalarını öneririm: "arkadaşlar! bir iç güvenlik tasarısı'dır gırla gidiyor. ben de size bu post'ta size basitleştirilmiş haliyle hukuku ve iç güvenlik yasa tasarısı'nı anlatmak istiyorum. idama ilişkin yazdığım yazı işe yaramıştı, dilerim bu da yarar. lütfen çevrenize okutunuz. belki bir iki kişi daha nemalanır. ben de bu akşam film izlemek yerine, daha hayırlı bir iş yapmışım diye ziyan olan geceme bakıp bakıp hayıflanmam smile ifade simgesi iç güvenlik yasa tasarısı sürekli konuşuluyor, meclis'te vekiller birbirini dövüyor, muhalefet de tasarıyı hep birlikte protesto ediyor. peki bu yasa ne? ne getiriyor, ne götürüyor? bir avukat olarak ben çevremdeki insanlar ile konuştuğumda herkesin kafasının bulanık olduğu, muhalifin de iktidar yanlısının da tasarı hakkında öğrenilen cümlelerden ile gidemediklerini gördüm. halbuki bu mesele çok ama çok önemli, insanların hayatına da doğrudan dahil olacak. peki niye bilinemiyor yasa ve sonuçları? burada klasik medyanın şarlatanlığı eleştirisi yapılıp geçilebilir ancak bir hukukçu olarak sizin de farkındalığınızı arttırmak için çuvaldızı biz hukukçuların da kendine batırması gerektiğini düşünüyorum. bu yüzden size önce kısaca bir hukuk özeti geçerek başlamayı düşündüm. temelde hukuk nedir? düzen ve kuralları oluşturan, oluşmuş kurallar içinde uygulama geliştiren (mahkeme kararları şu, bu) kişidir. evinizde babanızın koyduğu kurallardan, satrança kadar her şeyin kuralı hukukun konusu olabilir ve temelde hukuktur da. eskiden ne yasa ne mahkeme varken toplum kendi kuralını kendi koyuyordu. sonra başa liderler geçince, kuralı liderler koymaya başladı. sonra liderler keyfine göre kural koyup yargılayınca (her yere kolları da yetmeyince) kadılar atadılar. kadı kimdir? ilkel hakimdir. modern zamanlarda, hukuku yazılı hale getirerek kadı adaletinden kurtarmaya çalıştı hukukçular. çünkü kadı adaleti (taraflar kadı'nın karşısına çıkar, derdini anlatır, kadı da vicdanına göre karar verir) uygulayan kişiden kişiye değişmekte idi. örneklemek gerekirse, erzurum'da olaya bir sonuç, izmir'de aynı olaya bambaşka bir sonuç çıkmasın istendi. aynı şeyden dolayı bir ilde suçlu, öbüründe suçsuz olmanız size de saçma geliyordur eminim. bu nasıl yapıldı? 1-kurallar yazılı hale getirildi. böylece herkes kafasına göre kural uyduramasın istendi. bunu kanunlar ve onların nasıl uygulanacağına dair yönetmelikler dile yaptık. ve bütün kanunlar bir anayasaya uymaya mecbur bırakıldı. anayasa ne? anayasa vatandaşın hakkını düzenleyen metin aslında. herkes eşittir, herkesin eğitim hakkı vardır vesaire, bunlar hep anayasada yazar. anayasa temel metin olduğundan değiştirilmesi zordur. kanunlar da anayasaya uymak zorundadır. böylece iktidarın anayasayı değiştirme gücü olmadan, hakkı kısıtlaması engellenmeye çalışılır. bunu basitçe özetleyeyim. ben anayasada herkes eşittir dedim. sonra bir iktidar geldi, baktı ki meclisteki sandalye sayısı anayasayı değiştirmeye yetmiyor. kanun çıkardı, dedi ki, sarışınlar eşit değildir.e ama bu anayasaya aykırı. o zaman ne yapılacağı aşağıda yazıyor. anlayacağınız bir şeyin kanunla düzenlenmesi tek başına yeterli değil. anayasaya da uyması gerekir. yani anayasa tepede, onun altında yasa, onun altında yönetmelik. herkes üstündekine uymak zorunda. peki ben anayasayı da değiştirebildim? ve dedim ki sarışınlar eşit değildir. gerçekten eşit olmayacaklar mı? benzer bir şeyi almanlar, 2. dünya savaşı sırasında yahudilere yaptı. onlar insan değildir dedi. kimse de bir şey yapamadı. ama ikinci dünya savaşından sonra nazi almanların yaptıklarından sonra dünya şuna uyandı. bir devletin iç düzenlemesi yetmez. biz bir örgüt kuralım (birleşmiş milletler), bu örgütle insan haklarına ilişkin çalışmalar yapalım (insan hakları evrensel beyannamesi) , her devlet de bunu imzalasın ve uysun. bunlara biz insan haklarına ilişkin uluslararası sözleşmeler diyoruz. türkiye de anayasasında bu tip sözleşmelerin kanundan üstün tutulduğunu kabul etti. yani çıkarılan kanunlar artık sadece anayasaya değil, insan hakları için düzenlenen ve türkiye'nin imzaladığı tüm uluslar arası sözleşmelere de uygun olmak zorundaydı. peki meclis yahut devlet üstündekine aykırı davranırsa ne olur? bunu yapan meclis ise, kanun çıkartmıştır. kanunu anayasa mahkemesi'ne götürürüz. mahkeme inceler. anayasa mahkemesi, sarışınların insanlar ile eşit sayılmamasını anayasaya aykırı bulursa kanunu iptal eder. biter gider. yok bunu yapan devlet ise (yani bakanlıklar, valilikler vs.) yönetmelik genelge vb. bir işlem yapmıştır, bunu da danıştay isimli mahkemeye götürürüz. danıştay inceler. anayasaya ve kanuna aykırı ise, danıştay iptal eder. 2- bu kuralların konulmasından sonra bir de uygulama sorunu doğdu. yani ben kuralı düzgün koydum da bakalım mahkeme bunu düzgün uyguladı mı? izmir'den ayrı, erzurum'dan ayrı karar çıkıyor mu? işte bunu denetlemek de temyiz mahkemesinin görevidir. nedir bu temyiz mahkemesi? benim davama bakan mahkeme kanuna aykırı bir karar vermiş ise, temyiz ederim. dosya üst mahkemeye (ceza veya tazminat vs. davası ise yargıtay, devletin kural koymaktan başka yaptığı işlemler ise [mesela, verdiği inşaat ruhsatımı iptal etti] danıştay) gönderilir. onlar inceler. bu mahkemeler de dava düzgün görülmüş mü, onu kontrol ederler ve izmir'den farklı erzurum'dan farklı karar çıkmasına engel olurlar. şimdi buraya kadar size çok karışık geldi ise, inanın oldukça sadeleştirdim. yoksa sistem bundan daha karmaşık. fakat temelde özet bu. fakat gördüğün üzere sisteme bir sürü şey eklendi ve ben kadı'ya gideyim, o artık ne derse'den çıktı. bunun dezavantajı şu oldu. hukuk insanlardan koptu. yani sokaktaki adam artık kanun ne, tüzük ne, genelge ne, yargıtay ne, danıştay ne, anayasa mahkemesi ne, bunu bilmiyor. kanun metinlerine bakıyorsunuz, pek bir şey anlaşılmıyor. insanlara ülkemizde temel adalet dersi verilmemesi de (din-ahlak bilgisi değil sonuçta ) bunun bir diğer sonucu. inanın, ben de fakülte'ye girene kadar bu kadar bilgi sahibi değildim. o yüzden canınızı sıkmayın. sizin hukuktan anlamamanızı isteyen hem hukukun karışıklığı bir yandan da devletin bizzat kendisi. kimsenin işine gelmiyor bütün ülkeyi hukuk bilir hale getirmek. şimdi gelelim iç güvenlik yasa tasarısı'na. yukarıdaki açıklamaları okuduğunuzda, bu tasarıyı neden detaylıca bilmediğinize dair bir fikir edinmişsinizdir. fakat tasarı çok ciddi bir düzenleme. şimdi ben yine elimden geldiğince basitleştirerek tasarıdan öncesi ve sonrasını anlatmaya çalışacağım ki, siz de ne geliyor-gidiyor'u görebilin. bunu yaparken örnekler kullanmaya gayret edeceğim, umarım işe yarar hale gelir. bizim hukukumuzda polisin iki tip yetkisi vardır. bunlardan biri adli (yani suç içeren olaylar) diğeri idari (yani suç olmamakla birlikte genel düzenlemeler)dir. polis bazı hareketlerini adli, bazılarını idari sebeple yapar. polis adli olaylarda savcıya bağlıdır. savcı kimdir? savcı bir suç işlenmiş mi diye araştıran, delilleri toplatan kişidir. savcının bu yaptığına soruşturma diyoruz. savcı delillere ve iddiaya bakar, suçun işlendiğini düşünürse mahkemeye dava açar. düşünmez ise takipsizlik kararı verir, hiçbir şey olmaz, dosya kapanır. savcı işte bu delilleri toplarken polisi kullanır. polisin adli (yani suç içeren olaylardaki) amiri savcıdır. polis her şeyi onun emir ve talimatı ile yapar. kafasına göre iş yapamaz. peki polis ne yapabilir? yakalama: polis suç işleyen kişiyi durdurur. yani onu yakalar ve kaçmamasını sağlar. fakat bir yere götürmez. mesela ben suç işledim. polis yolda kimlik kontrolü yapıyormuş. benim arandığım ortaya çıktı. hop arkadaş gitme hiçbir yere diye durdurdu beni sokakta. ifade alma: polis bir suça ilişkin benim (ben suçun mağduru ya da suçu işleyen olmalıyım) bilgime başvurur. dediklerimi yazar. bana imzalatır. dosyasına koyar. (sonra bu dosyayı suçu araştırsın diye savcıya verecek) bunu karakoldan başka yerde yapamaz. yapsa bile, hukuka uygun bir ifade olmaz. yani mahkemede işe yaramaz. gözaltı: herkesin tutuklama ile karıştırdığı bir konu bu. gözaltı dizilerde ?geceyi nezarette geçireceksin? denilen şey aslında. karakolda kalıyorsunuz. niye? çünkü savcı diyor ki, ?bu adam kaçabilir, suç işleyebilir, delil karartabilir. sen bunu tut.? savcı bunu demeyebilir mi? evet demeyebilir. ?ifadesini al, serbest bırak? der. gözaltı süresi 1 gündür. eğer örgütlü suç ise, en fazla 3 güne kadar uzatılabilir. bundan sonra kişinin savcı karşısına çıkarılması gerekir. aksi halde hukuksuzluk olur, polisler suç işlemiş sayılır. kişi gözaltına girerken hastahaneye götürülür. oradan çıkarılırken de gene hastahaneye götürülür. böylece, polisin sizi gözaltında dövmesini engellemek istenir. çünkü raporların ilkinde sağlam, ikincisinde dayak yemiş haldeyseniz anlaşılır ki bunu polis yapmış. arama: bu da polisin sizi, evinizi, üstünüzü, başınızı arayabilmesi meselesi. polis yine bunu savcı derse yapar. bunlardan bazıları için (ev araması vb.) hakimden izin alınması gerekir. eğer hakime ulaşılamıyorsa (aradık açmadı) savcıya sorar polis. şimdi gördüğünüz üzere sistem şöyle işliyor. savcı polise yap diyor, polis yapıyor. peki bu niye böyle? polisi bir hukukçu denetlesin diye aslında. polis sayısı çok fazla ama pek azı hukuk eğitimi almış. hal böyle olunca bir sürü yanlış yapabiliyorlar, dahası suç işleyebiliyorlar. ama savcı denetleyince bu oran bayağı düşüyor. çünkü talimatı veren savcı da topun ağzında olduğundan, polisin her canını istediğini yapmasına izin vermiyor. ve bütün işlemler kayıt altına alınıyor. avukat da dosyayı rahat takip ediyor. çünkü muhatabı savcı. bu sistemi size örnekle açıklayayım bir de. karakterimiz ayşe bir eyleme katılmıştır. bu eylemde polisler onun suç işlediğini düşünerek yakalar (yakalama). ardından polisler savcıyı arar. savcı ne diyebilir? serbest bırak, ifadesini al bırak, ya da gözaltına al. polis de bu üçünden birini yapar. bu arada üstünü aramak isterse gene savcıya sorar. savcı der ki ara ya da arama. polis duruma göre ayşe'yi ya bırakır, ya karakola götürmek zorundadır. başka bir şey yapamaz. sistem kısa bir özetle bu. şimdi yeni tasarı şunu diyor. polis karakterimiz ayşe'yi eylemde gördü. artık onu yakalayabilir, sokak ortasında bekletebilir, yahut olaydan uzaklaştırabilir. ayrıca isterse savcı'ya hiç haber vermeden, 48 saat kendisi gözaltında tutabilir. e yani dediğinizi duyar gibiyim? yanisi şu dostlar, diyelim ki eylemle meylemle hiç alakanız bile yok. kadıköy'de bira içiyordunuz, polis eylem yapan grupla birbirine girdi. sizi de arada yakaladılar. takarlar bileğinize kelepçeyi, dikerler sokak ortasında. ya da olay yerinden uzaklaştırabilirler. nereye götürebilirler, bu belli değil. isterse gider, ormana götürür ve orada bırakır sizi. yani siz bira içtiğiniz bir akşam kendinizi ormanın ortasında bulabilirsiniz. hadi bu örneği daha da ileri götürelim. biz eylemlerde kızları taciz eden, onlara laf atan polislerin olduğunu biliyoruz. diyelim ki kafadar polisler kadınları aldı eylemden. götürdüler ormana. bıraktık diye tutanak düzenlediler. fakat bırakmadılar ve tecavüz ettiler. ya da dövdüler. bunu kim kontrol edebilecek. belli değil. e gözaltındaki gibi bu kişiler hastahaneye de götürülmüyorlar zaten. polis dedi ki, valla ben aldığımda dayak yemişti, ben bir şey yapmadım. ya da ben onu ormanda bıraktım, sonra ne oldu ben bilmem dedi. çünkü bu sokak ortasında bekletme veya ormana götürme için hastahane düzenlemesi yok. gözaltı olsaydı olacaktı. şimdi şablon yerine oturmaya başlamıştır. tasarı ayrıca şunu diyor. polis, amirinden (savcıdan değil de komiserden vs) izin alarak üstünüzü arayabilir. yani polis bu tasarıdan sonra beni kafasına göre arayabilecek. bitti mi, bitmedi. tasarı bir de şunu diyor. polis evde iş yerinde ifade alabilir. e alsın ne var? şu var. polis diyelim ki canına esti, gecenin bir vakti girme hakkı olmayan (niye, çünkü hakimden ya da savcıdan karar almamış) evinize girip ifadenizi alıyorum diyebilir. saat 3, 5 artık ne zaman isterse. şimdi yukarıda bahsettiğim yargıtay ve danıştay diyordu ki, ben polise gel desem bile polis evime giremez. çünkü, beni belki korkuttu da izin verdim, ne belli. bir de polis kalkıp ?ben zorla girmedim, o izin verdi? diye savunma yapıyordu, karar olmadan eve dalıp insanları dövdüğü zaman. yargıtay ve danıştay da yok öyle yağma diyerek durdurmuşlardı bunu. polis şu an siz isteseniz bile, karar olmadan evinize giremez. girerse suç işler. tasarı onaylanırsa polis tekrar bu yetkiye, bu sefer ifade alacağım bahanesi ile kavuşuyor. anladınız mı mevzuyu? sizi artık kafasına göre yoldan çevirir, arar, evinize girer, ister ormana götürür, ister bambaşka bir yere. ne yakınlarınıza ne avukatınıza da aramanıza izin vermez. öyle kalırsınız. elinizde belge de olmadığından ispat da edemezsiniz bir suçun mağduru olursanız. işte polis devleti oluyoruz derken, muhalefet iç güvenlik yasa tasarısına bu yüzden karşı çıkıyor. peki burada bitiyor mu, bitmiyor. polisin eylemde kendisine sapan, molotof atan kişiye karşı silah kullanma yetkisi geliyor. "e kullansın canım, adamın hayatı tehlikede" dediğinizi duyar gibiyim. polisin zaten kendisinin ya da başkasının hayatı tehlikeye girdiğinde önce uyarıp, sonra havaya ateş açıp, sonra kişiyi vurma yetkisi vardı. eee bu ne o zaman? valla güzel dostum, bu şu. polis elinde molotofu gördü mü, basar alnına kurşunu, daha da hiçbir şey açıklamak zorunda değildir. hatta ve hatta polis şunu da yapabilir. basar alnına kurşunu, tutuşturur boş ellerine molotofu. siler görüntüleri (ali ismail korkmaz da sildiği gibi) elini kollunu sallaya sallaya gider. bu da meselenin neden hayati olduğuna ilişkin. peki tasarı sadece bunu mu yapıyor? hayır. malesef burada da bitmedi. tasarı bazı yeni suçlar da uyduruyor. artık valilik bir karar aldığında (1 mayıs'da gösteri yapmayacaksın) yapman suç. normalde nasıldı? valilik bir karar alsa bile, ben eylemde suç işlemediğim takdirde bir suç işlemiş olmuyordum. şimdi, eyleme çıktığım an hapis cezası. eskiden eylemde boyalı su sıkması yasaktı. artık serbest. bunun haricinde polise eylemde yardım etmeyen kamu görevlileri (toma'ya su vermeyen belediye başkanı) hapis cezası alıyor. yani polis artık sizi vurur mu, sabaha mı bırakır, gözaltına mı alır kafasına göre. bu onun bileceği iş. herkes de ona seve seve yardım edecek. şimdi hukuku da tasarıyı da bildiğinize göre, buna ilişkin muhalefete sizi davet ediyorum. lütfen duyurun, herkes ses çıkarsın. bu yasa çıktıktan sonra önümüz sıkıntılı. çünkü hükümet aleyhinde yapılan her eylemde, zarar görme, hapse düşme ve öldürülme tehlikesi altında olacak insanlar. işin acı yanı, bu hukuka uygun olacak. çünkü, yasa çıkarsa onu denetleyecek olan yukarıdaki mahkemeler, anayasa mahkemesi de, onu uygulayacak olan yargıtay da sizi mi hükümeti mi savunur, belli değil. (uygulamadan anlaşılan hükümeti ve polisi savunur) yukarıda bir ara demiştim ya, nazi almanyası'ndan sonra uluslar arası sözleşmeler öngörüldü diye. bunun sebebi şuydu. almanlar yaptıkları her şeyi kendi kanunlarına uygun yaptılar ve onca adamın ölmesi, toplama kampında durması, aslında suç falan değildi. şimdi bu ülkede işlenmek istenen suçlar, kanuna uyduruluyor. sonumuzun gerçekten hayra alamet olmadığı bir durumdayız.
    #419642 Son of Anarchy | 20/02/2015 12:21
     
  16. ?Asıl siz halkın savaşçılarına teslim olun! ? Ulaş?ın sesi bu... Umudun adını kanla yazıyor!
    #419172 Son of Anarchy | 19/02/2015 17:12
     
  17. hadi la dökün içinizi .
    #419032 Son of Anarchy | 19/02/2015 14:21
     
  18. abi olamaz böyle bir şey her erkeğe 4 kadın düşmesi gerekirken bana yine sağ elim düşüyor hani tipsiz olsam anlarımda tipsizler bile bir hatuna sahip hatta aldatanlar bile var ulan boy 1.96 esmerim iyi bir müzik zevkim var edebi yönüm fazlasıyla gelişmiş zaten film kültürüm de var eksik olan ne anlamadım lan
    #419008 Son of Anarchy | 19/02/2015 13:50
     
  19. hangi müslüm gürses şarkısıyla babayı bir kez daha sevdiniz ? Affet şarkısı babayı bir kez daha sevdirmiştir bana
    #418722 Son of Anarchy | 19/02/2015 00:49
     
  20. achtundsiebzug adlı nick ile ekşiye açtığım başlık birilerini göt etmeye çalışırken aynaya bakmayı unutan arkadaşım .
    #418611 Son of Anarchy | 18/02/2015 23:53
     
  21. 2008'deki hırvatistan maçı'nda semih'in attığı gol. aklıma başka bir ortak paylaşılmış, yaşanmış sevinç gelmiyor. gelen de futbolla alakalı. ülke olarak burnumuza kadar sansür a battığımızın resmi.
    #418603 Son of Anarchy | 18/02/2015 23:50
     
  22. www.facebook.com/...link yorum efsane yalnız .
    #418498 Son of Anarchy | 18/02/2015 22:50
     
  23. ?Ey milletim, Ben, Mustafa Kemal'im... Çağın gerisinde kaldıysa düşüncelerim, Hálá en hakiki mürşit, değilse ilim, Kurusun damağım, dilim. Özür dilerim... Unutun tüm dediklerimi. Yıkın, diktiğiniz heykellerimi.. Özgürlük hálá, En yüce değer Değilse eğer... Prangalı kalsın diyorsanız, köleler... Unutun tüm dediklerimi. Yıkın, diktiğiniz heykellerimi... Yoksa, çağdaş medeniyetin bir anlamı, Ortaçağ'a taşımak istiyorsanız zamanı, Baş tacı edebiliyorsanız Sanatın içine tüküren adamı... Unutun tüm dediklerimi. Yıkın, diktiğiniz heykellerimi... Yetmediyse acısı, şiddetin, savaşın. Anlamı kalmadıysa Yurtta sulh, dünyada barışın. Eğer varsa ödülü, silahlanmayla yarışın. Unutun tüm dediklerimi. Yıkın, diktiğiniz heykellerimi... Özlediyseniz fesi, peçeyi. Aydınlığa yeğliyorsanız, kara geceyi. Hálá medet umuyorsanız Şıhtan, şeyhten, dervişten. Şifa buluyorsanız, Muskadan, üfürükçüden... Unutun tüm dediklerimi. Yıkın, diktiğiniz heykellerimi... Eşit olmasın diyorsanız, kadınla erkek... Kara çarşafa girsin diyorsanız, Yobazın gazabından ürkerek... Diyorsanız ki, okumasın Kadınımız, kızımız; Budur bizim alın yazımız... Unutun tüm dediklerimi. Yıkın, diktiğiniz heykellerimi... Fazla geldiyse size, hürriyet, cumhuriyet... Özlemini çekiyorsanız, Saltanatın, sultanın... Hálá önemini anlayamadıysanız, Millet olmanın... Kul olun, ümmet kalın, Fetvasını bekleyin, şeyhülislamın... Unutun tüm dediklerimi. Yıkın, diktiğiniz heykellerimi.
    #418490 Son of Anarchy | 18/02/2015 22:40
     
  24. ona note 4 alacağına bana galaxy alpha al her gün sana yemek yaparım , çok iyi bir evcil hayvanımdır aynı zamanda .
    #418472 Son of Anarchy | 18/02/2015 22:26
     
  25. harbi la ilk ne zaman çekmeye başladık biz ? ne bilim aklımıza nerden geldi acaba
    #418453 Son of Anarchy | 18/02/2015 22:10
     

iv>