entarileri (5086)
-
- as naber?
- beyler gitti prensesiniz başka bahara..
- oyun zamanı
- iyi geceler diliyorum kutup, güzel hafta sonları, www.youtube.com/...
-
-
- şimdi gördüm.. :/
-
- bu kadar erken gelmeyin gençler bir sakin olun hele anlat bakalım..
-
- skyrim.
- @5 sorma seyyidi neler çektik. altında sen varmışsın..
- kursağımda kaldı yine o zaman başka bahara. *
- @1 o paralel oyunların bir gün seni de bulacak demiştim.
- önce ilk girini siliyorsun, sonra kafana göre sövüyorsun çünkü bilmiyordun. kimse bir şey demez o zaman. ama haber ver bende bunu sileyim.
- olum korkmaya başladım lan..
- ben dinlerim sadece töbeler olsun.
- @65 arzular şelale, hayat felsefemi bilirsin "al senin olsun"...
- @4 böyle konuşunca içim rahatladı muhteşemim.
- Bana kafkamı geri verin..
- Yok yok güzel yerlere saptı.* mısır medeniyeti tüm medeniyetler arasında bilim ve teknoloji açısından en üstün bir kaç medeniyet arasındadır haklısın. Ama tarihi araştıran uzmanların kültürel deformasyon diye adlandırdıkları bir durum var ki nice medeniyetleri yerle bir etmiş nice medeniyetleri ise değerinden yüksek noktalara eriştirmiştir. Örnek vermek gerekirse konumuzdan gidelim mısır, ülke ve medeniyet itibari ile arap yarım adası ve kuzey afrika kıtalarına islamiyet gelene kadar liderlik etmiş ve kendini kabul ettirmiştir. Bununla beraber çoğu dinin izin vermediği bilimsel araştırmaları yapmış, veya dini veya etnik bir çatışma bulundurmadığı için kültürel ve bilimsel alanda araştırmalara yönelebilmiştir. Lakin islamın ve hıristiyanlığın gelmesi ve yayılması ile beraber toplumsal normlar ve etnik kökenler üstüne yapılan tartışmalar artmış yeri geldiğinde bu sebeplerden çok büyük savaşlar yaşamıştır. Bu tarz olayların yaşanması tabi ki de bir çok alanda gelişmeyi yavaşlatmış ve sekteye uğratmıştır. Din etkeni tabi ki de tek başına suç odağı degil bu durumda. Asıl mısır ve arap uygarlıklarında ki yavaşlamanın sebebi avrupa ve asya kıtalarının orta çağın bitimine doğru bugünkü modern ekonominin temellerini atan yaptırımları ile beraber ham madde ve kaynak ihtiyacı dediğimiz şeyin doğması. Bu ihtiyacı en ıyi karşılayacak nokta ise o zaman ki koşullarda mısır ve nil nehrine kıyısı olan ülkelerdi. o tarihten itibaren medeniyetin eşiği olan mısır uygarlığı günümüze kadar değer kaybetmemesi sebebi ile savaşların ve sömürgeci zihniyetin elinden kurtulamamış, bu da dolayısı ile her türlü gelişmenin önünü kapatmıştır.*
- Ne demek kafa ağrıtma söz konusu değil.* ancak günümüzde islam dininin öğretilip bireylere yaşattırılması bölgesel olarak değişim gõsteriyor. Değindiğin noktalar doğru biz toplum olarak duygusal ve korkutma üzerine eğitime odaklıyız. Örneğin mısır da islam dinine tabi arap bir ülke, orada ise gözlemlediğim üzere eğitim daha çok yaşatma yöntemi ile empoze ediliyor. Yani yaşadığın topluma göre dinleri yaşama durumun değişiyor. Ben mısıra gitmeden önce islam dini ve arap uygarlıklarına daha çok ön yargı besliyordum çünkü burada bunlar bize daha farklı empoze ediliyor. O yüzdendir ki çoğumuz senin de dediğin gibi bazı şeyleri sormaya dahi korkuyoruz.*
- şimdi islam dininin ortaya çıktığı tarihi göz önüne alırsak aslında bu tarz eserleri günah saymalarının kendilerince normal olduğunu anlayabiliriz. şöyle ki islam dininin yayıldığı toplum put inancına sahip suretler ve hayvani figürlere tapan bir din anlayışına sahipti. Bu tarz bir anlayış içinde yeni bir din var oluyorsa normal olarak eskiyi hatırlatacak ve islam dinine mensup olanlar için kafa karıştıracak, negatif örnek teşkil edecek etkenleri toplumdan uzak tutmak istemişlerdir. Bak bu bizim icin mantıklı olmasa da, objektif baktığımız zaman o zaman islam dinine mensup olan biri icin güzel bir strateji. Simdi islam ve egemen olduğu toplumlara bakarsan duygusallık faktörünü farkedebilirsin. Bu faktör sayesinde zaten yıllardır bazı konular aşılamamıştır. Yaşadığımız benzer olaylar da bu yüzden böyle büyük etkiler yaratıyor toplumlar üstünde.
- o zaman şöyle yapalım ben sana tarihi kronolojiye göre belirtilen tarihlerde islam coğrafyasının durumunu açıklayayım sen de kalanı kendi doğrularına göre tekrar analiz et.* tebriz söylenilen tarihlerde ilhanlılar devletinin yönetimi altındaydı ta ki 1336 yılında celayirliler tebrizi ele geçirene kadar. ilhanlı hükümeti pek çok konu ile beraber islam konusunda da radikallikleri ile bilinir. coğrafyalarında dini hoşgörü sahibidirler lakin islam konusunda saygısızlığa taviz vermezler. bu bahsedilen eserler tebriz de yapıldıysa devlet kuralları gereği saraya sunulmak zorundadırlar. islam dininde resim ve heykele olan ön yargının 1900 lü yıllara kadar geldiğini varsayarsak yapılan eser minyatür dahi olsa bir peygamberin suretini canlandırıp ki bu peygamber islam dininin en kutsal kişiliği cezasız kalmamak mümkün değildir. yani eserler gerçekse bile bu kasıtlı ve bilgi paylaşma amaçlı değildir. yani yansıtılmaya çalışıldığı gibi islam coğrafyasının kabul ettiği bir eser değildir. eser olarak betimleme çıkarımlarına gelirsek, malum çizimlerde suret betimlemeleri dönemin etkilerini taşımak ile beraber islami izlerden çok orta asya destanlarına benzetilmiştir ki bunu aşağıda ki eserde incelediğiniz zaman anlamak daha kolay olacaktır, www.zombietime.com/... gelelim konunun özüne şimdi diyelim ki bunları bir müslüman sanatçı yaptı bu neyi değiştirir? hiç bir şeyi efendim. bugün baktığımız zaman kimse inanmadığı bir din veya onun peygamberi yüzünden öldürülmeyi ne olursa olsun hakketmiyor. ayrıntılara takılıp ortalığı karıştırmaya çalışan lobilerin arkasından gitmektense bunu dini veya ideolojik bir mesele olarak değil, insanlık suçu olarak görüp vicdan muhasebemizi yapmamız gerekiyor.