Vizite
Sex
Noo
Hayırlı bir sözcük
Nasıl mantık ama
O zaman ben de hayır diyorum
Kökeni etiyopya'dır. buradan yemen'e ve arabistan'a oradan da avrupa'ya geçmiştir. Önceleri yemek yapılan bir bitkiydi. Kimi tarikatlar ve cemaatler dini ritüllerini gerçekleştirmeden özce uyanık ve dinç tuttuğu için kahve içmişlerdir.
hakkında birçok efsane vardır
bunlardan biri peygamberin içtikten sonra sağlığına kavuşmasıdır. bir diğeri ise bir çobanın kahve yiyen koyunların geceleri uyumadıklarını gözlemlemesidir.
40 yıl hatrı olan kahvenin neden 40 yıl hatır barındırdığıyla ilgili de efsaneler mevcuttur. yine bunlardan biri rum ve türk arasında geçen bir öyküyü anlatır.
“Bir gün kahvehanesine bir yeniçeri gelip, – Hey arkadaş!. Hep müşterilerine birer kahve yap, lakin şu kâfire yapma, demiş. Kâfir dediği de bir köşede oturup nargile içen bir Rum gemi kaptanı imiş. Âma hiç şüphesiz ki o zaman gözü açık, birer kahve yapıp vermiş. En sonra da iki kahve yapıp, – Kaptan, biz de seninle içelim!.. diye Rum müşterinin yanına oturmuş. Yeniçeri, – Heeyy!.. Ben sana o kafire kahve yapma diye tenbih etmedim mi? deyince kahveci de, – Kaptana yaptığım kahve senden değil, ocaktandır ağa!.. cevabını vermiş. Aradan zaman geçmiş. Sisam adasında büyük bir isyan baş göstermiş. Kahveci de yeniçeri ocağında kayıtlı asker olduğu için adaya sevk edilmiş. Askerin arasında şuyû bulduğuna göre Sisam’da asi olan Rumlar, ele geçirdikleri Türk esirleri bir meydanda müzayede ile satarlar, arttırıp alan da hemen boğazlayıp kesermiş. Müzayede ile esir satmaktan kasıtları da, isyan hareketini beslemek için bir nevi yardım toplamakmış. Gün gelmiş, Yemiş İskelesi’nin kahvecisi de Rumların eline esir düşmüş ve diğer esirlerle birlikte o meydanda satışa çıkarılmış. İstekliler kaç kişi ise karşılarına dizilmişler, bekleşirlermiş. O sırada tepeden tırnağa silahlı bir Rum gelmiş. Bunları gözden geçirdikten sonra bir iskemleye oturmuş. Müzayede de başlamış. İlk, bir paradan başlarlarmış. Bir anda beş paraya, on paraya kadar çıkarmış. Sıra kahveciye gelince iskemlede oturan o silahlı adam yekden, – Beş kuruş!.. diye bağırmış. Arttıran olmayınca da esiri alıp bir muhafız nezareti altında şehirden çıkarmış. Zavallı kahveci, “Beni beş kuruşa aldığına göre kim bilir ne gibi işkencelerle öldürecek!?..” diye düşünürken, ıssız bir yerde o silahlı Rum, – Korkma, demiş, sen beni tanımadın ama ben seni tanıdım. Hani bir yeniçeri bana hakaret ettiği zaman sen onu dinlemeyip bana kahve ikram eden Yemiş İskelesi’ndeki kahveci değil misin? diyerek kucaklaşıp öpüşmüşler. Bir fincan kahvenin hatırını sayanlardır ki asi de olsa, şakî de olsa mert adamdır.”
ne kadar doğrudur bilinmez. ama 40 yıl hatrı olmasının altında yatan sebebin üretiminin zahmetli oluşu olduğu da söylenenler arasındadır.
Mutfak, toplumların tarihini ve kültürünü yansıtan önemli unsurlardan biridir. Toplumları ve haliyle toplumların mutfaklarını etkileyen savaşlar, göçler, kültürel etkileşim vb. durumların en etkili olduğu devletlerden biri de malumunuz osmanlı'dır. Bu durum osmanlı mutfağını beslemiş, kendisini beslediği gibi başka mutfaklara da katkı yapmıştır. Osmanlı'nın geniş coğrafyada yayılması, birçok farklı etnik ve dini grubu bünyesinde barındırması ortaya şahane bir mutfak kültürü çıkarmıştır.
Türkler, Osmanlı öncesinde de birçok kültürel alışverişte bulunmuş ve ulusların mutfaklarını etkilemiştir.. Afrika'dan Türklere geçen karpuz burdan çinlilere ulaşmış ve onlara batılı kavun adıyla geçmiştir. aynı şekilde kısrak memesi üzümü doğu türkistanlılardan çin'e ulaşmayı başarmıştır. börek, mantı ve kıyma pirak man't-ou ve gima adıyla moğollara geçmiştir. babürler pakistan, kuzey hindistan ve bengladeş'e korma ve keema adıyla kavurma ve kıymayı aktarmıştır.
kıymetini bilmek bize düşüyor haliyle.
balığa limon sıkmazdı
mutfak ve servis düzenini kökten değiştirecek işlere imza atan ulu önder. kendisinin ölümüyle mutfağın altın çağı kapanmıştır.
çok kral bir insandır. mimar olmak isterken babasının iteklemesiyle amcasının lokantasında çırak olarak çalışmaya başlamış, burada mutfakla ilgili temel şeyleri öğrenmiş, paris'e gidip burada aşçıbaşı ve alemin kralı olmuştur. mutfağın altın çağını başlatan bizzat kendisidir. birçok fransız sosunu geliştirmiş, konsome denen çorbayı mükemmele ulaştırmıştır. buzdan heykellerin ve süslerin mutfakta kullanımına yine kendisi öncülük etmiştir.
oh.
ankara'nın en eski dönercisi bu. sahibi uzaktan akrabam olur.
sivaslı dedemin paris'e muhacir oluşunun akabinde açtığı pide salonu. şaka şaka ilk lüks lokanta bu bilen bilir.
sanırım saat epeyyy bir geç olmuş
örgüt işte şimdi aklıma geldi
okların başka yöne çekilmesi bir alt dudağa bakar ;)
bu görevi üstlenmekten şeref duyuyorum. bundan böyle alayını ayar etmek görevimdir.
-
mötiş bir dizi bu izleyin izlettirin.
bu hikayenin gerçek olduğuna yürekten inanıyorum.
@4 sana hak veren yasanın anasını
eyim afedersin yanlış anlamıyorsun değil mi?
sorduk mu sormadık hayır yani soran oldu mu arkadaşlar
nasıl olursa olsun en güzeli annenin yaptığıdır
aksini iddia eden kerimcan durmaz'ın evcilik arkadaşıdır.
higgs bozonu ben de yavaş yavaş ikna olmaya başladım varım diyorum